Resulullah tan İmametin Nişanesi

Resululullahın Buyruğu

Resulullah (s.a.a) buyurdular ki : “Bunlar öyle bir kavimdir ki kalpleri yumuşak ve imanları sağlamdır. Onlardan Mansur adlı biri ortaya çıkacak, benim halifeme ve halifemin vasisine, yetmiş bin kişiyle yardım edecektir.
Onların kılıçlarının bağı deridendir.”

Dediler ki: Ey Resulullah! Senin vasin kimdir? Buyurdu ki: “O öyle birisidir ki yüce Allah ona sarılmanızı emrederek şöyle buyurdu: Allah’ın ipine sımsıkı
sarılın ve ayrılmayın!” Dediler ki: Ey Resulullah! Bu ipin ne olduğunu bize açıklar mısın?

Şöyle buyurdu: 0, yüce Allah’ın şu ayetindir: “Fakat Allah’tan bir iple ve halktan bir iple!” Allah’ın ipi, Allah’ın kitabıdır. Halktan olan ip ise benim vasimdir.

Resulullahın Vasisi


Dediler ki: Ey Resulullah! Kimdir senin vasin? Şöyle buyurdu: Allah cc onun hakkında şu ayeti nazil etmiştir: “Bir nefis sonunda diyecek ki: Allah’ın yanında olduğu halde ona aldırış etmedim”

Dediler ki: Ey Resulullah! Allah’ın yanında olan bu şey nedir? Şöyle buyurdu:

Allah-u Teala onun hakkında buyurmuştur ki: “O gün zalim elini ısırarak der ki: Keşke Resulullah’ın yolunu izleseydim.”

O benim vasimdir ve benden sonra bana ulaşan yol o’dur. Dediler ki:

Ey Resulullah! Seni hak peygamber olarak gönderen Allah’a andolsun ki bize vasini göster. Onu görmeyi çok istiyoruz.

Peygamber şöyle buyurdu: Allah işaretleri tanıyan müminlere onu bir ayet olarak karar kılmıştır. Eğer kalbi sağlam ve kulağı iyi işiten bir şahit gibi ona bakarsanız, onu tanırsınız. Tıpkı benim peygamber olduğumu anladığınız gibi, onun da vasim olduğunu anlarsınız. Safları karıştırarak çehrelere bakmaya başladılar. Çünkü yüce Allah, Kur’an-ı Kerimde buyuruyor ki:

Cabir der ki: Eş’arilerden Ebu Âmir-i Eş’ari kalktı. Hevlâni’lerden ise Ebu Gurret-il Hevlani, Benî Kays’dan Osman bin Kays ve Zean ayağa kalktılar. Düsilerden de Arne-i Düsi ve Lahik bin Alaka ayağa kalktılar. Safları kariştirıp çehrelere baktılar ve Hazreti Ali’nin elinden tuttular Dediler ki: Ey Resulullah! Kalbimiz buna doğru yöneldi.

“Halktan bir bölümünün kalplerini onlara doğru yönelt. ” Yani ona ve onun evlatlarına.


Peygamber de buyurdu ki: Peygamberiniz onu tanıtmadan siz onu tanıdığiniz için siz Allah’ın seçkinlerisiniz. Onun vasi oldugunu nasıl anladınız?

Ağlayarak dediler ki: Ey Resulullah! Bu topluluğun çehresine baktığımızda hiçbir şey hissetmedik. Ama buna bakınca kalplerimiz titredi. Sonra ona tam olarak güvendik ve mutmain olduk. Sonra ciğerlerimiz ferahladı, gözlerimiz yaşardı ve kalplerimiz serinledi. Sanki o bizim babamız, biz de onun evlatları gibiydik.

Resulullah (sallallahu aleyhi ve alih) buyurdu ki: “Onun te’vilini sadece Allah bilir ve ilim de derin olanlar.” İşte siz onlardansınız.
Cabir şöyle der: Bu yüce kavim Hazreti Ali aleyhisselam’a Cemel ve Sıffin’de yardım ettiler ve Sıffın savaşında şehid oldular. Resulullah saa onları cennetle müjdeledi ve onların, Ali bin Ebi Talib’ in yanında savaşırken şehit olacakları haberini verdi.

Kaynak:
Gaybet-i Numani.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir