Hz Hizran (s.a)

Hz Hizran (s.a), İmam Muhammed el-Taki (a.s)’ın annesi ve saygın bir hanımefendi idi. 3 Masum’un övgüsünü kazanmıştır. Hz. Muhammed (s.a.a) onu “Pak ve tertemiz cariye” olarak yad etmiştir. İmam Musa Kâzım (a.s) ise bir ashabı ile ona selam göndermiştir. Ve İmam Rıza (a.s) ise onu övmüş ve Hz. İsa (a.s)’ın annesi Hz. Meryem’e benzetmiştir.

Bütün bı övgüler onun takva ehli ve tertemiz bir kadın olduğunu göstermektedir. Çünkü Masum İmamlar birini övüp sevgilerini açıkladıkları zaman bunu nefsî arzu ve istekleri ile yapmamaktadırlar. Onlar ancak bir kişide güzel ve beğenilmiş özellikler ve sıfatlar olduğu zaman onu övüp yüceltirler. İmam Muhammed el-Taki (a.s)’ın annesi Hz Hizran (s.a) hakkına yapmış oldukları övgünün sebebi de budur. Tarihçiler onun Hz. Muhammed (s.a.a)’in eşi Mariye Kıbtiye ailesinden olduğunu yazmışlardır.

Adı ve Künyesi

Biyografi yazarlar İmam Muhammed el-Taki (a.s)’ın annesi için bir kaç tane ad zikretmişlerdir. Meclisî şöyle diyor: “İmam Muhammed el-Taki (a.s)’ın annesi Dürre adında bir köle idi. Ve İmam Rıza (a.s) ona Hizran adını verdi. Mariye Kıbtiye ailesinendir. Kendisine Subeyke ve Reyhane de denilmiştir.”(1)

İmam Muhammed el-Taki (a.s)’ın annesine Subeyke ve Nevbiye(2) denildiği gibi adının Reyhane olduğu da söylenmiştir.(3)

Onun adının Sükeyne ve Mersiye olduğu da söylenmiştir.(4)

Seyyid Kâzım Kazvinî şöyle diyor:

İmam Muhammed el-Taki (a.s)’ın annesine birçok ad verilmesinin çeşitli nedenleri vardır. İmam Muhammed el-Taki (a.s)’a hamile olduğu zaman yüzündeki nur ve aydınlıktan dolayı Düriyye adı verilmiştir. Sukeyne denmesinin sebebi ise yüzünün altın gibi parlamasıdır.”(5)

İmam Muhammed el-Taki (a.s)’ın annesi asrının en faziletli ve takvalı kadınlarından idi.(6) Künyesi ise Ümmül Hasan idi.(7)

Meşhur görüşe göre İmam Rıza (a.s) ile Hz Hizran (s.a)’in müşterek hayatlarını tek meyvesi Cevadu’l Eimmeh İmam Muhammed Tâki (a.s)’dır.(8)

İmam Musa-i Kâzım (a.s)’ın Hz Hizran (s.a)’ya Selam Göndermesi

İbn-i Seit şöyle diyor: “Umre Haccı için Mekke’ye gidiyordum, yolda İmam Musa Kâzım (a.s)’ı ziyaret ettim. İmam şöyle dedi:

“Şu yıl tağut beni yakalayacaktır. Oğlum Ali İmamete geçecektir. O Ali ve Ali‘nin adını taşıyor. ilk Ali, Ali b. Ebu Talib (a.s) idi. İkinci Ali ise, Ali b. Hüseyin (a.s) idi. Ona birinci Ali’nin (a.s) aklı, hâlimliği, şefkati, dindarlığı ve sınavları verilmiştir. Diğer Ali’nin (a.s) da istemediği şeylere gösterdiği sabır ve verdiği imtihanlar ona verilmiştir.

Ey İbn-i Selit! Bu yerden geçtiğin zaman onu göreceksin. Ona güvenilir, emanetdar ve mübarek bir evlat verileceğinin müjdesini ver. Ona, beni burada ziyaret ettiğini haber ver. O’na bu çocuğu dünyaya getirecek kölenin Peygamber (s.a.a)’in oğlu İbrahim’in annesi Mariye Kıbtiye ailesinden olduğunu da söyle. Ey İbn-i Selit! Eğer benim selamımı o köleye ulaştırabilecek olursan ulaştır.”(9)

Şeyh Abbas Kummî şöyle diyor: “Bu Hanım efendinin makamının ne kadar yüce ve büyük olduğuna İmam Musa Kâzım (a.s)’ın İbn-i Selit’e “Benim selamımı ona ulaştır.” Sözünü buyurması yeterlidir. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.a)’de Cabir b. Abdullah El Ensarî’ye “Benim selamımı Muhammed Bakır’a ulaştır.” buyurmuştu.(10)

Hz Hizran (s.a) in Velayet Evine Geçişi

Hz Hizran (s.a)’in esaret tarihi bilinmemektedir. İbn-i Selit şöyle demiştir: “İmam Musa Kâzım (a.s)’ı ziyaret ettiğim yerde İmam Rıza (a.s)’ıda ziyaret ettim. İmam Rıza (a.s), benim babası İmam Musa Kâzım (a.s) ile görüştüğümü bana haber verdi ve şöyle dedi:

“Babamın sana söylediklerini anlat.”

Ben de İmam Musa Kâzım (a.s)’ın söylediklerini kendisine anlattım, İmam Rıza (a.s) şöyle dedi:

“O köle daha bana ulaşmış değildir, geldiği zaman babamın selamını kendisine söyleyeceğim.”

İbn-i Selit şöyle diyor: “İmam Rıza (a.s) ile Mekke’ye gittim ve İmam Rıza (a.s) bu seferinde Zeyd b. İmam Zeynelabidin’in evlatlarının kölesi olan İmam Muhammed el-Taki (a.s)’ın annesini onlardan satın aldı ve bu hanım, bir müddet sonra da İmam Muhammed el-Taki (a.s)’a hamile kaldı.(11)

Böylece asrının en iffetli ve faziletli kadınlarından birisi olan Hz Hizran (s.a) İmam Rıza (a.s)’ın evine geldi ve nuranî hayatına başladı. Bu hanımefendi geldiği zaman İmam Rıza (a.s)’ın kız kardeşleri onu sevgi ile karşılayıp saygı göstermişlerdi.

İmam Muhammed Tâki (a.s)’ın Doğumu

İmam Musa Kâzım (a.s)’ın kızı Hz. Hekime şöyle diyor:

“Bir gün kardeşim İmam Rıza (a.s) beni yanına çağırıp şöyle dedi:

“Ey Hekime! Hizran’ın çocuğu bugün dünyaya gelecektir, doğum zamanı yanında olman gerekir.”

Hz. Hekime Hatun şöyle diyor:,

“Geceyi Hizran’ın yanında geçirdim. Kardeşim, yanıma kabilenin kadınlarından koymuş, ışığı yakmış ve kapıyı üstümüze kapatmıştı. Hizran’ın doğum sancıları başladığı zaman leğenin içine oturttuk ve ışık kendiliğinden söndü. Işığın sönmesi bizi korkuya düşürmüştü ki imamet güneşinin doğduğunu gördük. İmam’ı, nuru perde gibi sarıp sarmalamıştı ve ondan yansıyan nur odayı aydınlattı ve bizim ışığa olan ihtiyacımız ortadan kalktı.”(12)

“Çocuğu kucağıma aldım kardeşim İmam Rıza (a.s) içeri girdiği zaman bizler onu beyaz bir beze sarmıştık. İmam çocuğu aldı, beşiğine koydu ve bana şöyle buyurdu:

“Ey Hekime bu çocuğun yanından ayrılma.”

Üçüncü gün çocuk (İmam Muhammed el-Taki (a.s)) gözlerini açtı sağa ve sola baktıktan sonra açık ve fasih bir şekilde şöyle söyledi:

“Şehadet ediyorum ki Allah’tan başka İlah yoktur ve Şehadet ediyorum ki Muhammed O’nun Resulü’dür.”

Şaşırıp kalmıştım kardeşim içeri girdiği zaman gördüklerimi ve duyduklarımı kendisine haber verdim, şöyle dedi:

“Bundan sonra ondan göreceğin olağan dışı şeyler şimdiye kadar gördüklerinden daha fazladır.”(13)

Tertemiz Anne Hz Hizran (s.a)

İmam Rıza (a.s)’ın ömrünün son dönemlerine kadar çocuğu olmamıştı. Bütün ailesinin ve ashabının gözü Hz Hizran (s.a)’da idi. Ashabından bazıları, İmam Rıza (a.s)’a Allah’ın kendisine evlat vermesi için dua etmesini söylemişlerdi. İmam ise onlara Allah’ın, kendisinin soyunu Hz Hizran (s.a)’in evladı ile devam ettireceğini müjdeliyordu.

Emam Muhammed el-Taki (a.s), Hicret’in 195. yılında babasının şehadetinden önce dünyaya geldi. İmam Rıza (a.s) çok sevinmişti, ashabının yanına geldi ve şöyle dedi:

“Allah bana İmran’ın oğlu Musa gibi denizleri yaran ve tertemiz bir anneye sahip olan Meryem’in oğlu İsa gibi bir evlat verdi.”(14)

Hz Hizran (s.a)’in Mutahhar kabirleri

KAYNAKÇA

1-Biharu'l Envar c.5 s.7
2-Nevbiye, Mısır'ın güneyinde (şimdiki Sudan) bulunan geniş bir bölgedir. Halkı Hristiyan olan bu bölge hakkında Hz. Muhammed (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kendisine kardeş seçmek isteyen kimse Nevbe'den seçsin." 
3-Hayat-i Siyasî ve Fikrîyi İmamani Şia s.472
4-Keşfu'l Ğumme s.343
5-İmamu'l Cevad, Min El-Mehd ilal lehd s.19
6-Uyunu'l Mucizat s.118
7-Menakıbu Âl-i Ebi Talib c.4 s.411
8-El-İrşad s.614, On  Birinci Masum s.167
9-Usul-u Kâ fi c.2 s.129
10-Envaru'l Behiyye s.391
11-İ'lamu'l Vera s.320, Usul-u Kâ fi c.2 s.129
12-Biharu'l Envar c.50 s.10
13-Delailu'l İmamet s.383, A'yanu'ş-Şia c.2 s.32
14-Uyunu'l Mucizat s.118, Biharu'l Envar c.50 s.1

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir