Ebu Talip in İmanı

Ebu Talip in imanı hakkında Alimlerin görüşleri:

İbn-i Ebi-l Hadid,

Ebu Talip oğlu Emirel Müminin Ali(a.s)’ın fazileti hakkında şöyle diyor: Babası Mekke’nin seyyidi, Kureyş’in Şeyhi ve Mekke’nin Reisi ,Olan birisi hakkında ne söyleyeyim.(ŞERH-U NECHÜL BELAGA C.1 S.29)

Meşhur Arap şairi Sabit İbni Cabir’e

“Arapların efendisi kimdir?” diye sorunca “Ebi Talip’tir” diye cevap verdi.(EL HÜCCET ÂLÂ’Z-ZABİH S.332)

Ahnef b. kaysi Tamimi’ye

Arapların fasih ve büyüklerinden olan ve hilim ve hikmeti ile bilinen Ahnef b. kaysi Tamimi’ye “Bu Hilmi ve hikmeti nereden buldun” diye sordular.

O da şöyle dedi: ” Asrın hikmeti en çok hilmli ve bilgini Kays b. Asım’dan”.

Kays b. Asım’a:

“İlim ve Hilmi kimden aldın?” diye sordular. O da “Eksem İbni Seyfi-i Temimi’den” diye cevap verdi. Eksem’e” Bu Hikmet ve riyaset , Hilmi ve siyaseti kimden öğrendin” diye sorunca
O da , Ebu Talip ‘ten diye cevap verdi.(EL HÜCCET ÂLÂ’Z-ZABİH S.334)

Eksem’e

“Zamanımızın en bilgili ve sabırlı insanısın” denilince şöyle dedi. “Ben uzun süre Ebu Talip, Abdulmuttalib, Haşim, Abdülmenaf ve Kussa ile yaşadım. Niçin böyle olmayayım ki? Onların davranışlarını örnek aldım ve onlara tabi oldum.”(BİHAR C.15 S.157)

Ebu Osman Amr b. Bahr (Cahiz)

Ebu Talip hakkında şöyle diyor Ebu Talip Resulullah’ın hamisi, yardımcısı ve seveniydi. Onun kefili, Eğiticisi ve nübüvvetini ikrar eden biriydi. Menkıbeleri hakkında birçok beyitler İnşad etmiştir. Kureyş’in de büyüğü idi.(YENABİ-UL MEVEDDE S.152)

Şeyh saduk şöyle diyor:

“Ebu talip Mümin idi. Ama Resulullah’a tam manası ile yardımcı olmak için imanını gizlemiş. Şirki Zahir kılmıştır.

Allame Seyyid Muhsin Emin ise şöyle diyor:

“Resulullah Meb’us olunca Ebu Talip ona iman etti. Sözlerini onayladı. Ama bunu aşikar etmiyordu. Peygambere yardımcı olabilmek için imanını gizledi.

Aksi takdirde Resulullah’ı ve İslam dinini gereğince savunamazdı. O İmanını gizleyerek bu önemli görevi yerine getirdi. İmanını açığa vurmuş olsaydı, Kureyş’in nefretini kazanırdı.

Kureyş O’nu sadece yeğenini savunmakla suçluyordu. Ama İmanını açığa vursaydı artık kendisine saygı göstermezlerdi. Ebu Talip’i sadece yeğenini koruyor diye mazur görüyorlardı.(A’YAN’UŞ-ŞİA C.7 S.117)

Hz. Ebu Talip in İman Etmediğine dair bazı iddialar:

“Onları Peygamber’e (s.a.a) yaklaşmaktan vazgeçirmeye çalışır. Hem de kendileri ondan uzaklaşırlar.” ayetinin Ebu Talip hakkında nazil olduğunu iddia etmişlerdir. Zira müşrikleri Resulullah’ı eziyet etmekten alıkoyar ama kendisi iman etmezdi .(SİRE-İ İBN-İ İSHAK S.238 , TEFSİRİ C.75 S.110)

Ebu Talib’in şahsiyet ve sözleri ve Ehl-i Beyt İmamlarının açıklamalarından anlaşıldığı üzere bu gibi insnatlar Beni Ümeyye’nin Ehlibeyt’e olan düşmanlıkları neticesinde hadis olarak uydurdukları iftiralardır.

Taberi, bu ayet hakkında 3 görüşü  naklettikten sonra şöyle yazıyor:

“En iyisi, Onlar Resulullah’a itaatten alıkoyuyor kendileri de ona tabi olmuyorlar” şeklinde tefsir edilmesidir. Zira önceki ayetler Resulullah’ı (s.a.a) tekzip eden ve ondan yüz çeviren Müşrikler hakkındadır.(TEFSİR-İ TABERİ C.7 S.110)

Bu ayetin Ebu Talip hakkında nazil olduğunu söyleyen rivayetlerde ise birçok açıdan reddedilmiştir.(EL-GADİR C.8 S.4)

Bazı rivayetlerde şöyle yer almıştır: “Ebu Talip ölmek üzere olduğunda Resulullah(s.a.a) yanına giderek: “Ey Amca! La ilahe illallah De ki Allah nezdinde hüccet olsun.” dedi. Orada hazır olan Ebu Cehil ve Abdullah . Ebi Ümeyye: “Ey Ebu Talip! Sen Abdülmuttalib’in dininden yüz mü çeviriyorsun dediler.” Bunun üzerine, “Ben Abdülmuttalib’in dini üzereyim” dedi.

O zaman da Resulullah şöyle buyurdu: Ben de nehyedilinceye kadar senin için dua edeceğim. O zaman da şu iki ayet nazil oldu: Yakınları bile olsa kendilerine (hak) açıklandıktan sonra müşrik olanlar için Peygamber’den ve Allah’tan bağışlanma dilenmesi Doğru olmaz.(TEVBE SURESİ 113.AYET)Sen sevdiklerini hidayete erdiremezsin.(KASAS SURESİ 56. AYET) (SAHİH-İ BUHARİ C.5 S.131 , TEFSİR-İ TABERİ C.11 S.30-31)

1- Ebul Futuh Razi bu rivayette cevap olarak şöyle yazıyor: Bu rivayet batıldır. Zira bu ayetler Resulullah’ın vefatına yakın bir zamanda nazil olmuş Ebu Talip ise Çok önceleri ölmüştü.(TEFSİR-İ EBU-L FUTUH C.6 S.126)

Kaldı ki , bu Hadisin ilk bölümü ile son bölümü arasında çelişki vardır. Zira hadis , Abdülmuttalib’in dini üzere olduğunu söylemiştir. Abdulmuttalip ise müslümandı.

2- Zeyni Dahlan şöyle yazıyor: “Ahmed b. Hanbel, Tirmizi Teyalisi ibn-i Ebu Şeybe ve Nesai’nin İmam Ali’den rivayet ettikleri üzere bu ayetin nüzul sebebi şuydu ki:

insanlar müşrik olan babaları için dua ediyorlardı. Bu yüzden mezkur ayet nazil oldu. Bu hususu açıkça tasrih eden bir hadisi de  İbn-i Abbas rivayet etmiştir.(ESN’EL METÂLİB S.18)

3- Zemahşeri de ayetin Ebu Talip hakkında nazil olduğunu kabul etmiyor ve şöyle diyor:  Ebu Talip Hicret’ten önce ölmüştür bu ayetler ise Medine’de nazil olan son ayetlerdendi.(KEŞŞAF C.2 S.115)

Ehl-i Sünnet yolu ile nakledilen bazı rivayetlerde yer aldığı üzere

Resulullah’a (s.a.a) “Acaba Ebu Talib’e bir yararın dokundu mu,  Zira o seni himaye ediyor ve senin için müşriklere gazap ediyordu.” diye sorulunca şöyle buyurdu: “Evet, Ebu Talip topuklarına kadar ateşten bir çukur içindedir. Eğer benim şefaatim olmasaydı muhakkak ki o cehennemin en derin Çukurunda bulunurdu.”(SAHİH-İ BUHARİ C.5 S.130)

Bu hadiste  bir önceki hadis gibi uydurulmuştur. Seyyid Fehhar’ın  naklettiği 4 rivayette İmam Sadık (a.s) ve imam Rıza (a.s) bu hadisi reddetmiş ve onun yalan olduğunu açıklayarak, Ebu Talib’in iman etmiş olduğunu söylemişlerdir.(EL-HÜCCET ÂLÂ’Z-ZAHİB S.82-85)

Bu hadisin senedini Ehli sünnet alimlerinin Çoğu da kabul etmemişlerdir.(EL GADİR C.8 S.23)

Bu hadiste şefaat meselesi söz konusudur. Rivayetlerden de anlaşıldığı üzere şefaat Muvahhidlere yani Müminlere mahsustur. Yani Şefaat Şehadeteyne bağlıdır. Dolayısıyla kâfire Şamil olmaz.(TERGİB VE TERHİB C.4 S.437)

Buna binaen , tevhidi şehadeteyn olmadığı takdirde, Peygamber kimseye şefaat etmez. Ve azabının azalmasını istemez. Dolayısıyla bu hadisi kabul etmek mümkün değildir.

Hz Ebu Talip in Cenaze Namazı

İbn-i Hacer şöyle yazıyor: “Eğer Ebu Talip Müslüman olsaydı, Resulallah (s.a.a) cenazesine namazını kılardı.(EL-İSABE C.4 S.117)

Halbuki Zeyni Dehlan gibi birçok Ehl-i Sünnet aliminin de kabul ettiği üzere o zamanlar henüz cenaze namazı  teşri-i olmamıştı.(ESN’EL METÂLİB S.35)
Nitekim bu yüzden Resulallah (s.a.a) Hz. Hatice (s.a) içinde cenaze namazı kılmadı.(EL-HÜCME)

İbn-i Sa’d şöyle nakletmektedir: “Ebu Talip, Resulallah’ın(s.a.a)  zamanında vefat etti. Cafer ve Ali O’na varis olmadılar. Ancak Akil ve Talip ona varis oldu. Zira Müslümanlar  Kâfirlere mirasçı olamaz. Ve Kafirde Müslümandan miras alamaz.(TABAKAT C.1 S.124)

Abdulcelil-i Kazvini nuna cevap olarak diyor ki:  “Ehlibeyt mektebine göre kafirler müslümana varis olmazlarsa da  Müminler kâfirlerden miras alabilirler. Zira Küfür miras almaya engel olur. Ama iman engel değildir. Dolayısıyla İmam Ali (a.s) Ebu Tâlip ‘e varis olmuştur. Kaldı ki Ebu  Talibin Kendisi de mümindi.”(NAKZ S.513-514)

İmam Caferi Sadık şöyle buyuruyor:
“Cebrail Resulullah’a gelerek şöyle dedi: “Ey Muhammed! Rabbin sana selam gönderiyor ve seni dünyaya getiren sülbe,  sana hamile kalan Kadına ve Seni yetiştiren ve sorumluluğunu üstlenen şahsasa ateşi haram kıldım.” buyuruyor. Sonra şöyle devam etti: “mezkur sülb Baban Abdullah b. Abdulmuttalip’tir . Sana hamile kalan Amine bint-i Vehb’dir ve seni terbiye eden ise Ebu Talip’tir.”(İBN-İ HİŞAM , ES-SÎRE)

Netice olarak biz deriz ki, Ebu Talip iman ehli bir insandır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir