Hz Necme (s.a)

Hz Necme (s.a), nur saçan bir yıldız gibi ailesinden ve vatanından ayrılıp Allah’ın irade ve takdiri ile İmamet ve velayetin parlak yıldızları arasına katılabilen saadetli cariyelerdendir.

Onun satın alınması ve İmam Musa Kâzım (a.s) ile evlendirilmesi Hz. Muhammed (s.a.a)’in isteği ile olmuştur. Allah’ın ona vermiş olduğu en büyük ayrıcalık Masum İmamlardan birinin annesi olma ayrıcalığıdır. O İlahî nura hamilelik döneminden doğumuna kadar yaşamış olduğu hatıralar, Hz Necme (s.a)’in olağanüstü kabiliyetini ve büyüklüğünü ortaya koymaktadır. İmamlarımız, “İnsanlar, bizim sahip olduğumuz özellikleri olduğu şekilde anlayabilecek ve kavrayabilecek kapasiteye sahip değildir.(1) Ama İmamların anneleri, İmamları tanıma gücü veren ruhî tekamül derecelerine ulaşabilmişlerdi.

Hz Necme (s.a) köle edilmişti ama İslam sayesinde Masum İmam’ın eli ile kölelik bağından kurtarıldı. Sadece özgürleştirmek ile kalmadı. Masum İmamlardan birisinin eşi ve annesi olabilmek gibi en yüce makama ulaştı. Topluma öyle bir İmam kazandırdı ki İmam Caferi Sadık (a.s), oğlu İmam Musa Kâzım (a.s)’a defalarca şöyle buyurmuştu:

Muhammed Ehlibeyt’inin âlimi senin belindedir. Ve keşke ben onu görebilseydim.”(2)

Adı, Künyesi ve Lakabı

İmam Rıza (a.s)’ın değerli annesinin birçok adı olduğu nakledilmiştir. Onlardan bazıları şunlardır:

  • Necme,
  • Erva,
  • Sukken,
  • Summan,
  • Tuktem (Tuktem onun son adıdır).
  • İmam Rıza (a.s) ise annesine Tahire adını vermiştir.(3)

Riyahayni’ş-Şeriat kitabında şöyle yazılmıştır: İmam Rıza (a.s)’ın annesini;

  • Sukken,
  • Nebiye,
  • Necme,
  • Summane,
  • ve Tuktem

olarak adlandırmışlardı.(4)

Menakın kitabında ise şöyle yazılıdır: “O hanımefendinin adı Sakar ve Urvah idi. İmam Rıza (a.s) dünyaya geldikten sonra ona Tahire adını verdi. Hizran(5) , Kelim ve Safra adları da Ona aittir.(6)

Tek Künesi vardır ve O da Ümmül Benin’dir.(7)

Hz Necme (s.a), Şakra lakabına sahipti ve Mersiyye’de deniliyordu. Yakut Hamevi Mu’cemu’l Buldan kitabında Mersi’nin Sisil adalarında bir kent olduğunu yazmıştır fakat Mersi Fransa’nın güneyinde yer alan meşhur Marsi Limanıdır.(8)

Hz Necme (s.a) in Mutluluğa Yolculuğu

Haşim Ahmer şöyle diyor: “İmam Caferi Sadık (a.s)’ın oğlu İmam Musa Kâzım (a.s) beni çağırdı ve şöyle dedi:

“Batıdan gelecek olan kervanın geleceğinden haberin varmıdır?”

Haberim yoktur dedim.

Şöyle buyurdu:

“Evet gelmişler, kendileri ile köle de getirmişler. Hadi kalk gidelim; onlardan bir köle satın almak istiyorum.”

Dışarı çıktığımız zaman Medineli birini gördük. Batıdan gelmişti ve yanında birtakım köleler vardı. İmam Musa b. Cafer (a.s), adamdan kendisine köleleri göstermesini istedi. Adam hangi köleyi gösterdiyse “İmam bunu istemiyorum.” dedi. Adam 7 köle gösterdi.

ve şöyle dedi: “Hasta bir köleden başka da kölem yoktur.”

İmam onu getirmesini istedi ve adam kabul etmedi ve bunu üzerine İmam geri döndüler.

Ertesi gün İmam beni huzuruna çağırdı ve şöyle dedi:

“Köle tüccarının yanına git ve o köle için istediği son fiyatı söylemesini iste, o şu fiyatı isteyecek. Parasını ver ve köleyi alıp getir.”

Köle satıcısını yanına gittim, kölenin fiyatını sordu şöyle dedi:

“Bu fiyattan aşağısına satmayacağım.”

Ona istediği fiyattan alacağımı söyledim ve parayı verdim.

Köle satıcısı şöyle dedi: “Sana Allah’a ant veriyorum, dün gelen o adam kimdi?”

“Haşimoğullarındandır.” dedim.

Hangi kabileden olduğunu sordu, daha fazlasını bilmiyorum dedim.

“Köle satıcısına bunları neden soruyorsun?” dedim.

Dedi ki: “Ben bu köleyi Batı’nın en uzak şehirlerinin birisinden aldım dedim ve kitap ehli bir kadın. Bana onun kim olduğunu sordu. Ben de kendim için aldığımı söylediğim zaman dedi ki: “Bu köleye senin gibi birinin sahip olması doğru değildir; Onun, yeryüzünün üstün insanına ait olması gerekir ve çok geçmeden ondan, bütün dünyanın en üstünü olacak bir çocuk dünyaya gelecektir.”(9)

Köleyi İmam Musa b. Cafer (a.s)’a getirmemden fazla bir zaman geçmeden ondan, İmam Rıza (a.s) dünyaya geldi.(10)

Tabersî’nin İ’lamu’l Vera’da ve Behranî’nin Evalim’de naklettiklerine göre İmam Caferi Sadık (a.s) Hişam b. Ahmer’e şöyle dedi: “Bilin ki Necme öyle bir çocuk dünyaya getirecektir ki onun ile Allah arasında hiçbir perde olmayacaktır.”(11)

Allame Behranî’nin de söylediği gibi burada İmam Musa Kâzım (a.s)’ın yerine yanlışlıkla İmam Caferi Sadık (a.s) yazılmıştır.(12)

Hz Necme (s.a) Allah’ın Emri Alındı

  Hişam şöyle diyor: "Köleyi İmam Musa Kâzım (a.s)'a götürdüğüm zaman İmam'ın birçok yareni de oraya gelmişti ve İmam yarenlerine şöyle dedi: 
  "Allah'a yemin ederim ki ben bu köleyi Allah'ın emri ile aldım."
Şöyle sordular: "Nasıl oldu Efendim?"
Şöyle buyurdu:
  "Rüyamda Ceddimi ve babamı gördüm, yanıma geldiler ve ellerinde ipekten bir kumaş vardı. Parçayı açtılar, bir gömlek ve gömleğin üzerinde de bu kölenin yüz şekli vardı. Dedem ve babam bana şöyle dedi:
  "Ey Oğlum! Bu köle, senden sonra yeryüzünün en hayırlısı ve en üstünü olan bir evlat sana verecektir.
  Sonra da çocuk dünyaya geldiği zaman ona Ali adını vermemi emretti.
Daha sonra şöyle dedi:
  "Allah ona adalet, merhamet ve rahmet verecektir. Onu kabul eden ne de mutlu insandır ve ona düşmanlık yapıp yalanlayanın vay haline."(13)

Hz Necme (s.a) in Bereket Dolu Evlilik

İmam Musa Kâzım (a.s)’ın eşlerinin tamamı cariye idi.(14) İmam Musa Kâzım (a.s) ve Hz Necme (s.a)’in evlenme tarihi belli değildir. İmam Musa Kâzım (a.s)’ın annesi Hz Hamide (s.a) bu evlilik hakkında şöyle söylemiştir:

  "Necme bizim eve geldikten sonra bir gün rüyamda Hz. Peygamber (s.a.a)'i gördüm, bana şöyle dedi:
  "Ey Hamide! Necme'yi oğlun Musa ile evlendir, çok yakında yeryüzünün en üstün çocuğu ondan dünyaya gelecektir.
  Ben, bu emre itaat ettim ve Necme'yi oğlum İmam Musa Kâzım (a.s)'a eş yaptım."(15)

Hz Necme (s.a)’in İmam Musa Kâzım (a.s)’a eş olması kararı verilince Hz Hamide (s.a) oğluna şöyle dedi:

“Oğlum! Tuktem bir cariyedir ve ben şimdiye kadar ondan daha faziletli birisini görmüş değilim, eğer evladı olursa pak ve tertemiz olacağından hiçbir şüphem yoktur. Senden, ona iyi davranmanı ve iyilikte bulunmanı istiyorum.”(16)

Hz Necme (s.a)’in İlmi ve Terbiyesi

Hz Necme (s.a), Velayet mektebinin evine adım attıktan sonra doğrudan, İmam Musa Kâzım (a.s)’ın annesi Hz Hamide (s.a)’in eğitimine girdi. Sahip olduğu güçlü aklî kavrayışı ile Hz Hamide (s.a)’dan İslamî terbiye ve kuralları hızla öğrenmeye başladı.

“Necme akıl ve dindarlıkta en üstün kadınlardan bir tanesi idi. Hamide’ye büyük saygı gösteriyordu. Onun evine adım attığı günden itibaren saygısını ve hürmetlerini sunmadan asla yanında oturmuyordu.”(17)

İmam Ali Rıza (a.s)’ın Doğumu

İmam Rıza (a.s)’ın annesi, tertemiz bir yapıya sahipti ve hamilelik dönemi hakkında şöyle söylemiştir:

“Oğlum Ali’ye hamile kaldıktan sonra hiçbir surette hamileliğin ağrılarını hissetmiyordum. Uyuduğum zaman karnımdan, Allah’a yaptığı hamdı ve zikri işitiyordum. Korkuya kapılıyordum ama uyandığım zaman bir şey duymuyordum.”(18)

Hz. Muhammed (s.a.a)’in annesi Hz Âmine (s.a) ve Hz. Fatıma Zehra (s.a)’nın fedakâr annesi Hz. Hatice (s.a)’nın da böyle söyledikleri rivayet olunmuştur.(19)

Masumlara hamile kalındığı zamanlara ve annelerinin hamilelik dönemlerindeki durumlara dikkat edildiğinde onların hücrelerinin birleşmesinin ve oluşup gelişmelerinin diğer insanlardan farklı olduğu görülmektedir. Bunun içindir ki İmam Caferi Sadık (a.s), Cemil b. Derac’a şöyle dedi:

  "İmamların hakkında konuşmayın çünkü onlar anne karnına iken duyuyorlar ve anneleri onları dünyaya getirdiği zaman bir melek iki gözlerinin arasına şöyle yazıyor:
  "Allahın vaadi hak ve adalet üzere tamamlandı."
Onun vaadini değişterebilecek hiçbir kimse yoktur. O, işitendir ve bilendir. İmam olduğu zaman da her bir şehire onun adına nurdan bir sütun dikilir ve onunla insanların amellerini görürler."(20)   

İmam Rıza (a.s)’a şöyle sordular:

  "İmam'ın onunla insanların amellerini gördüğü sütundan maksat nedir?

İmam Rıza (a.s) şöyle dedi:

“Ondan maksat demir bir direktir değildir. Maksat o şehirde görevlendirilen bir melektir. Ve Allah o melek aracılığı ile o şehrin halkının yaptıklarını İmam’a ulaştırmaktadır.”(21)

Hz Necme (s.a) oğlunun doğumu hakkında şöyle demiştir:

“Saadetli oğlum dünyaya geldiği zaman ellerini yere koydu ve başını gökyüzüne doğru çevirdi. Ve mübarek dudaklarını kımıldatarak konuşmaya başladı ama ben onun ne söylediğini anlamıyordum.”

Sonra İmam Musa Kâzım (a.s) içeri girdi ve şöyle dedi:

“Ey Necme! Allah’ın bu lütfu sana mübarek olsun.”

“Ben de bebeği beyaz bir bez parçasına sardım Ve İmam’a verdim. İamam sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okuduktan sonra Fırat suyu istedi, onu sürerek çocuğu sevdi ve bana geri verdi: şöyle dedi:

“Al bu çocuğu; O, Allah’ın yeryüzündeki hazinesi ve benden sonraki Hücceti’dir.”(22)

Hz Necme (s.a) in İbadet Aşkı

Hz Necme (s.a), ibadetten ve Allah’ın huzurunda durmaktan manevî lezzet alıyordu. Oğlunun doğması ve yanında olmanın vermiş olduğu lezzet de onu ibadet yapmaktan ve Allah’ın huzurunda durmaktan alıkoymuyordu.

Rivayette şöyle buyurulmuştur:

İmam Rıza (a.s) çocukken çok süt içmeye ihtiyaç duyuyordu çünkü tam bir bedensel gelişime sahipti.(diğer yaşıtlarına nazaran).”

Allame Meclisî, tam bir bedenden maksadın büyük beden yapısına sahip olmak demek olduğunu söylemiştir.

Hz Necme (s.a) yakınlarına şöyle dedi:

“Bana, oğlum için bir süt anne tutmada yardımcı olun.”

Ona: “Sütün yeterli gelmiyor mu?” dediler.

Hz Necme (s.a) şöyle dedi:

“Allah’a yemin olsun ki sütüm azalmadı ama doğum yaptığımdan beri zikirlerimi, tesbihlerimi ve namazlarımı az yapar oldum.”(23)

Kaynakça:

1-Usul-u Kâfi c.2 s.233, Kuleynî bu hususta 5 hadis nakletmiştir.-----Besairu'd-Derecat
2-Envaru'l Behiyye s.326
3-İ'lamu'l Vera s.314, Biharu'l Envar c.49 s.107, Medinetü'l Meaciz c.7 s.11
4-Riyahayni'ş Şeriat c.3 s.20, İ'lamu'n-Nisau'l-Müminat s.276 
5-Uyun-u Ahbari'r-Rıza s.15, Menakıbu Âl-i Ebu Talib c.4 s.397
6-Durru'n-Nazım s.677
7-El-İrşad s.591
8-Ma'sum-u Dehum s.67
9-El-İrşad s.596, Usul-u Kâfi c.2 s.528, Keşfü'l Ğumme c.2 s.244
10-Uyunu'l Mucizat s.106, Biharu'l Envar c.49 s.20, Riyahayni'ş Şeriat c.3 s.20
11-İ'lamu'l Vera s.302
12-Avalim c.21 s.13
13-Durru'n-Nazım s.677, İsbatu'l Vasiyyet s.379, Medinetü'l Meaciz c.7 s.8
14-El-İrşad s.588
15-Zenan-i Merdi Aferin s.175
16-Uyun-u Ahbari'r-Rıza s.11, İ'lamu'l Vera s.313
17-Uyun-u Ahbari'r-Rıza s.11
18-Yenaibu'l Meveddet c.2 s.26, Medinetü'l Meaciz c.7 s.11
19-Hz. Fatıma Zehra (s.a) ve Hz Âmine (s.a) linklerine tıklayarak doğum öncesi kısımdan okuyabilirsiniz.
20-Usul-u Kâfi c.2 s.294
21-Usul-u Kâfi c.2 s.300 ve Besairu'd-Derecat kitabının Mevalidu'l-Eimme babında bu konu hakkında 13 hadis nakledilmiştir.
22-Uyun-u Ahbari'r-Rıza s.17, Envaru'l-Behiyye s.329
23-Uyun-u Ahbari'r-Rıza s.11

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir