İmam Hüseyin in Kıyamının Sebepleri

imam

İmam Hüseyin (a.s)’ın kıyamının sebeplerini O’nun kendi sözlerinde aramak gerekir. Imam Hüseyin (a.s)’ın kendisi ne için kıyam ettiğini herkesten daha iyi biliyordu.

İmam Hüseyin (a.s) Mervan’nın;

“Hemen Yezid’e biat et; çünkü bu iş, hem dinin hem de dünyan için daha faydalıdır” sözüne karşılık şöyle buyurdular: “İnna lillah ve inna ileyhi raciun. Müslümanlar, Yezid gibi bir hükümdara duçar olduğunda artık İslam’la vedalaşmak gerekir…”

(Kaynak: Lühuf ve diğer kitaplar.)


İmam Hüseyin (a.s) “Beyza” konağında bir fırsat bularak Hürr’ün askerlerine bazı gerçekleri anlatıp kıyam ve hareketinin asıl sebebini şöyle açıklamıştır:


“ Ey insanlar! Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: “Kim Allah’ın haramını helal bilen, ahdini bozan, Resulünün sünnetine muhalif olan, kulları arasında günah ve haksızlık yapan zalim bir yönetici görür, ameli ve sözüyle ona karşı muhalefet etmezse Allah Teala böyle bir adamı, o zalimi sokacağı yere (cehenneme) sokar.”

Ey insanlar! Bilin ki bunlar (Beni Ümeyye) Allah’ın itaatini terk edip şeytanın itaatine sarıldılar. Fesadı yayıp İlahi sınırları tatil ettiler. Fey’i (Peygamber’in ailesine mahsus olan ganimeti) kendilerine ayırdılar. Allah’ın haramını helal, helalını da haram ettiler. Ben Müslüman toplumu hidayet etmeğe ve onlara önderlik yapmaya, ceddimin dinini değiştiren fasitlerden daha layığım…”

(Kaynak: Taberi, c.7, s.297. Kamil-i İbn-i Esir, c.3, s.280.)


Kays bin Eş’as; “Neden Yezid’e biat etmiyorsun?”

dediğinde İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurdular: “Allah’a ant olsun ki, ben onlara zillet elini vermeyeceğim; köleler gibi de önlerinden kaçmayacağım.”

(Kaynak:Ensab’ul- Eşraf, c.3, s.188.)


İmam Hüseyin
(a.s) “Aşura” günündeki ikinci konuşmasında şöyle buyurdu:



“Bilin ki zina zade oğlu zina zade (Ubeydullah Bin Ziyad) bizi iki şey; “Kılıç ve zillet” arasında bırakmıştır; zillete gelince o bizden uzaktır; ne Allah, ne Peygamberi, ne de müminler bunu kabul ederler, ne etekleri pâk ve tahir olan anneler (Hz. Fatıma ve Hz. Hatice), ne de izzet-i nefsi olan kimseler alçak kimselerin itaatini ,kerim kişilerin şahadetine tercih etmeği reva görürler. Bilin ki ben hücceti tamamladım ve size olan inzar görevimi yerine getirdim. Ben aile fertlerimin azalmasına ve yardımcıların da yardım etmemesine rağmen hedefime doğru yürümeğe devam edeceğim.”

(Kaynak: Maktel-i Harezmi, c.2, s.7-8.)



İmam Hüseyin (a.s) kardeşi Muhammed-i Hanefiyye’ye verdiği vasiyetnamesinde şöyle yazmıştır:



“…Ben azgınlık, makam, fesat, ve zulüm yapmak için Medine’den ayrılmadım. Ben ceddimin ümmetini ıslah etmek, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak, ceddim Rasulullah (s.a.a) ve babam Ali (a.s)’ın yolunda devam etmek için kıyam ettim. Öyleyse kim bu gerçeği benden kabul ederse (bana itaatte bulunursa) Allah’ın yolunu kabul etmiştir; kim de reddederse, Allah benimle bu kavmin arasında hükmedene kadar sabrederim (kendi yolumu tutup giderim); Allah hükmedenlerin en hayırlısıdır…”

(Kaynak: Maktel-i  Avalim, s.54)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir