İçindekiler
Ramazan ayı hakkında Hz. Muhammed (saa): Göğün kapıları, Ramazan ayının ilk gecesinde açılır ve son gecesine kadar kapanmaz.
Kur’an Ayı: RAMAZAN
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذ۪ٓي اُنْزِلَ ف۪يهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِۚ…
“(O sayılı günler) Ramazan ayından ibarettir ki onda Kur’an, insanlara yol gösterici, hidayetin ve hakkı batıldan ayırmanın açık delilleri olarak indirilmiştir….” (Bakara, 185)
Neden Ramazan…
إنما سمي الرمضان لأنه يرمض الذنوب.
“Ramazan ayı, ‘Ramazan‘ (yakan) diye adlandırılmıştır; zira günahları yakıp yok ediyor.”[1]
Allah’ın İsimlerinden Birisi…
لا تقولوا رمضان فإن رمضان اسم من أسماء الله تعالى ولكن قولوا: شهر رمضان.
“Ramazan demeyin; zira Ramazan, Allah-u Teâla’nın isimlerinden birisidir. Bu yüzden (daha saygın bir ifade olan) “Ramazan Ayı” söyleyin.”[2]
Yılın Başı…
و رأس السّنة شهرُ رمضانَ.
“Yılın başı Ramazan ayıdır!”[3]
Rahmet Kapılarının Açıldığı Ay…
إن أبواب السماء تفتح في أول ليلة من شهر رمضان، ولا تغلق إلى آخر ليلة منه .
“Göğün kapıları, Ramazan ayının ilk gecesinde açılır ve son gecesine kadar kapanmaz.”[4]
Keşke Bütün Yıl Ramazan Ayı Olsaydı!…
لو يعلم العبد ما في رمضان لود أن يكون رمضان السنة.
“Eğer kul ramazanda olan (feyiz ve maneviyatı tam olarak), idrak etseydi, bütün senenin ramazan olmasını arzulardı!”[5]
Bir Bilseydiniz Ramazan Ayında Olanları…!
لَوْ عَلِمْتُم مالَکُم فِی رَمَضانِ لَزِدْتُم لِلّه تَبارَکَ و تَعالی شُکْرا.
“Ramazan ayında sizin için olanları bilseydiniz, Allah Tebâreke ve Teâla’ya şükrünüzü artırırdınız.”[6]
Nasıl Bir Ayı Karşıladığınızı Biliyor musunuz?!…
– لما حضر شهر رمضان -: سبحان الله! ماذا تستقبلون؟! وماذا يستقبلكم؟! – قالها ثلاث مرات .
“Ramazan ayı geldiğinde şöyle buyururdu: “Subhanallah! Nasıl (büyük) bir ayı karşılıyorsunuz ve nasıl (büyük) bir ay sizi karşılıyor (biliyor musunuz)?!”[7]
Başı Rahmet, Ortası mağfiret, Sonu Kurtuluş…
… و هو شهر اوله رحمة و اوسطه مغفرة و اخره عتق من النار.
“… O öyle bir aydır ki başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu ateşten kurtuluştur.”[8]
Ramazan Ayı Hutbesi!…
إنَّ رَسولَ اللّه ِ صلى الله علیه و آله خَطَبَنا ذاتَ یَومٍ فَقالَ : «أیُّهَا النّاسُ ، إنَّهُ قَد أقبَلَ إلَیکُم شَهرُ اللّه ِ بِالبَرَکَةِ وَالرَّحمَةِ وَالمَغفِرَةِ ، شَهرٌ هُوَ عِندَ اللّه ِ أفضَلُ الشُّهور، وَأیّامُهُ أفضَلُ الأَیّامِ ، ولَیالیهِ أفضَلُ اللَّیالی ، وساعاتُهُ أفضَلُ السّاعاتِ . هُوَ شَهرٌ دُعیتُم فیهِ إلى ضِیافَةِ اللّه ِ، وجُعِلتُم فیهِ مِن أهلِ کَرامَةِ اللّه ِ ، أنفاسُکُم فیهِ تَسبیحٌ ، ونَومُکُم فیهِ عِبادَةٌ ، وعَمَلُکُم فیهِ مَقبولٌ ، ودُعاؤُکُم فیهِ مُستَجابٌ. فَاسأَلُوا اللّه َ رَبَّکُم بِنِیّاتٍ صادِقَةٍ وقُلوبٍ طاهِرَةٍ أن یُوَفِّقَکُم لِصِیامِهِ وتِلاوَةِ کِتابِهِ ؛ فَإِنَّ الشَّقِیَّ مَن حُرِمَ غُفرانَ اللّه ِ فی هذَا الشَّهرِ العَظیمِ.وَاذکُروا بِجوعِکُم وعَطَشِکُم فیهِ جوعَ یَومِ القِیامَةِ وعَطَشَهُ ، وتَصَدَّقوا عَلى فُقَرائِکُم ومَساکینِکُم ، ووَقِّروا کِبارَکُم ، وَارحَموا صِغارَکُم ، وصِلوا أرحامَکُم ، وَاحفَظوا ألسِنَتَکُم ، وغُضّوا عَمّا لا یَحِلُّ النَّظَرُ إلَیهِ أبصارَکُم ، وعَمّا لا یَحِلُّ الاِستِماعُ إلَیهِ أسماعَکُم ، وتَحَنَّنوا عَلى أیتامِ النّاسِ یُتَحَنَّن عَلى أیتامِکُم ، وتوبوا إلَى اللّه ِ مِن ذُنوبِکُم ، وَارفَعوا إلَیهِ أیدِیَکُم بِالدُّعاءِ فی أوقاتِ صَلَواتِکُم ؛ فَإِنَّها أفضَلُ السّاعاتِ ، یَنظُرُ اللّه ُ عز و جل فیها بِالرَّحمَةِ إلى عِبادِهِ ، یُجیبُهُم إذا ناجَوهُ ، ویُلَبّیهِم إذا نادَوهُ ویَستَجیبُ لَهُم إذا دَعَوهُ. یا أیُّهَا النّاسُ ، إنَّ أنفُسَکُم مَرهونَةٌ بِأَعمالِکُم فَفُکّوها بِاستِغفارِکُم ، وظُهورَکُم ثَقیلَةٌ مِن أوزارِکُم فَخَفِّفوا عَنها بِطولِ سُجودِکُم ، وَاعلَموا أنَّ اللّه َ ـ تَعالى ذِکرُهُ ـ أقسَمَ بِعِزَّتِهِ ألاّ یُعَذِّبَ المُصَلّینَ وَالسّاجِدینَ ، ولا یُرَوِّعَهُم بِالنّارِ یَومَیَقومُ النّاسُ لِرَبِّ العالَمینَ. أیُّهَا النّاسُ ، مَن فَطَّرَ مِنکُم صائِما مُؤمِنا فی هذَا الشَّهرِ کانَ لَهُ بِذلِکَ عِندَ اللّه ِ عِتقُ نَسَمَةٍ ومَغفِرَةٌ لِما مَضى مِن ذُنوبِهِ» . فَقیلَ : یا رَسولَ اللّه ِ ، ولَیسَ کُلُّنا یَقدِرُ عَلى ذلِکَ! فَقالَ صلى الله علیه و آله : «اِتَّقُوا النّارَ ولَو بِشِقِّ تَمرَةٍ ، اِتَّقُوا النّارَ ولَو بِشَربَةٍ مِن ماءٍ. أیُّهَا النّاسُ ، مَن حَسَّنَ مِنکُم فی هذَا الشَّهرِ خُلُقَهُ کانَ لَهُ جَوازا عَلَى الصِّراطِ یَومَ تَزِلُّ فیهِ الأَقدامُ ، ومَن خَفَّفَ فی هذَا الشَّهرِ عَمّا مَلَکَت یَمینُهُ خَفَّفَ اللّه ُ عَنهُ حِسابَهُ ، ومَن کَفَّ فیهِ شَرَّهُ کَفَّ اللّه ُ فیهِ غَضَبَهُ یَومَیَلقاهُ ، ومَن أکرَمَ فیهِیَتیما أکرَمَهُ اللّه ُ یَومَیَلقاهُ ، ومَن وَصَلَ فیهِ رَحِمَهُ وَصَلَهُ اللّه ُ بِرَحمَتِهِ یَومَیَلقاهُ ، ومَن قَطَعَ رَحِمَهُ قَطَعَ اللّه ُ عَنهُ رَحمَتَهُ یَومَیَلقاهُ ، ومَن تَطَوَّعَ فیهِ بِصَلاةٍ کُتِبَ لَهُ بَراءَةٌ مِنَ النّارِ ، ومَن أدّى فیهِ فَرضا کانَ لَهُ ثَوابُ مَن أدّى سَبعینَ فَریضَةً فیما سِواهُ مِنَ الشُّهورِ، ومَن أکثَرَ فیهِ مِنَ الصَّلاةِ عَلَیَّ ثَقَّلَ اللّه ُ میزانَهُیَومَ تَخَفَّفُ المَوازینُ ، ومَن تَلا فیهِ آیَةً مِنَ القُرآنِ کانَ لَهُ مِثلُ أجرِ مَن خَتَمَ القُرآنَ فی غَیرِهِ مِنَ الشُّهورِ. أیُّهَا النّاسُ ، إنَّ أبوابَ الجِنانِ فی هذَا الشَّهرِ مُفَتَّحَةٌ ، فَاسأَلوا رَبَّکُم ألاّ یُغلِقَها عَلَیکُم ، وأبوابَ النّیرانِ مُغَلَّقَةٌ فَاسأَلوا رَبَّکُم ألاّ یَفتَحَها عَلَیکُم ، وَالشَّیاطینَ مَغلولَةٌ فَاسأَلوا رَبَّکُم ألاّ یُسَلِّطَها عَلَیکُم.
قالَ أمیرُ المُؤمِنینَ علیه السلام : فَقُمتُ فَقُلتُ : یا رَسولَ اللّه ِ ، ما أفضَلُ الأَعمالِ فی هذا الشَّهرِ؟ : «یا أبَا الحَسَنِ ، أفضَلُ الأَعمالِ فی هذَا الشَّهرِ الوَرَعُ عَن مَحارِمِ اللّه ِ عز و جل » . ثُمَّ بَکى ،
فَقالَفَقُلتُ : یا رَسولَ اللّه ِ ، ما یُبکیکَ؟ فَقالَ : «یا عَلِیُّ ، أبکی لِما یُستَحَلُّ مِنکَ فی هذَا الشَّهرِ ، کَأَنّی بِکَ وأنتَ تُصَلّی لِرَبِّکَ ، وقَدِ انبَعَثَ أشقَى الأَوَّلینَ وَالآخِرینَ ، شَقیقُ عاقِرِ ناقَةِ ثَمودَ ، فَضَرَبَکَ ضَربَةً عَلى فَرقِکَ (قَرنِکَ) فَخَضَّبَ مِنها لِحیَتَکَ.
قالَ أمیرُ المُؤمِنینَ علیه السلام : فَقُلتُ : یا رَسولَ اللّه ِ وذلِکَ فی سَلامَةٍ مِن دینی؟فَقالَ : «فی سَلامَةٍ مِن دینِکَ» . ثُمَّ قالَ صلى الله علیه و آله : «یا عَلِیُّ ، مَن قَتَلَکَ فَقَد قَتَلَنی ، ومَن أبغَضَکَ فَقَد أبغَضَنی ، ومَن سَبَّکَ فَقَد سَبَّنی ؛لِأَنَّکَ مِنّی کَنَفسی ، وَروحُکَ مِن روحی ، وَطینَتُکَ مِن طینَتی . إنَّ اللّه َ ـ تَبارَکَ وَتَعالى ـ خَلَقَنی وإیّاکَ ، وَاصطَفانی وَإیّاکَ ، وَاختارَنی لِلنُّبُوَّةِ وَاختارَکَ لِلإِمامَةِ ، وَمَن أنکَرَ إمامَتَکَ فَقَد أنکَرَنی نُبُوَّتی . یا عَلِیُّ ، أنتَ وَصِیِّی ، وأبو وُلدی ، وزَوجُ ابنَتی ، وخَلیفَتی عَلى اُمَّتی فی حَیاتی وبَعدَ مَوتی ، أمرُکَ أمری ونَهیُکَ نَهیی. اُقسِمُ بِالَّذی بَعَثَنی بِالنُّبُوَّةِ وجَعَلَنی خَیرَ البَرِیَّةِ ، إنَّکَ لَحُجَّةُ اللّه ِ عَلى خَلقِهِ ، وأمینُهُ عَلى سِرِّهِ ، وَخَلیفَتُهُ عَلى عِبادِه.
Hz. Emirü’l-Müminin İmam Ali’den (a.s) şöyle nakledilmiştir:
“Resulullah (s.a.a) bir gün bize bir hutbe okuyarak şöyle buyurdu:
“Ey İnsanlar! Allah’ın ayı, bereket, rahmet ve mağfiretle size varıp ulaşmıştır. Öyle bir ay ki Allah indinde her aydan daha üstündür. Gündüzleri en iyi gündüz; geceleri en üstün gece ve saatleri en iyi saatlerdir. Öyle bir aydır ki, o ayda Allah’ın misafirliğine davet edilmiş ve Allah’ın değer verdiği kimselerden kılınmışsınızdır. Onda nefesleriniz tesbih (zikir), uykunuz (bile) ibadet sayılır.
Bu ayda halis niyetler ve temiz kalplerle sizleri oruç tutmaya ve Kur’an okumaya muvaffak etmesi için Allah’ı çağırın (dua edin). Asıl kötü ve bedbaht kimse, bu büyük ayda Allah’ın mağfiretinden mahrum olan kimsedir. Açlık ve susuzluğunuzla kıyamet günündeki açlık ve susuzluğu hatırlayın. Fakir ve miskinlere sadaka verin. Büyüklerinize saygı gösterin. Akrabalarınıza sıla-i rahimde bulunun (akrabalık hakkını koruyun), dilinizi tutun, gözünüzü haramdan koruyun ve kulağınızı haram olan şeyleri duymaktan sakındırın. Halkın yetimlerine şefkat gösterin ki, sizin de yetimlerinize şefkat göstersinler. Günahlarınızdan tövbe edin ve namaz vakitleri dua için ellerinizi O’na doğru kaldırın; bu saatler Allah Teala’nın halka rahmet gözüyle baktığı, münacatlarına icabet ettiği ve nidalarına “lebbeyk” dediği en iyi saatlerdir. Ey İnsanlar! Nefisleriniz amellerinizin rehinesidir. O halde istiğfar vasıtasıyla onları azad edin; sırtlarınız günahtan ağırlaşmıştır, uzun secdeler ederek yükünüzü hafifletin. Bilin ki, Allah Teala namaz kılanları ve secde edenleri azaplandırmamak ve kıyamette onları cehennem ateşiyle korkutmamak üzere kendi izzeti hürmetine and içmiştir.
Ey İnsanlar! Her kim bu ayda oruçlu bir mümine iftar verirse, ona bir köle azad etmenin sevabı verilir ve geçmiş günahları affedilir.”
Biri “Ya Resulullah (s.a.a)! Bizim hepimiz bir mümine iftar verecek güçte değiliz.” demesi üzerine Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurdu:
“Bir hurma tanesiyle veya bir içim suyla da olsa cehennem ateşinden kurtulmaya çalışın. Ey İnsanlar! Her kim bu ayda ahlakını güzelleştirirse kıyamette sırat köprüsünden geçmesine müsaade edilir. Her kim bu ayda emri altındakilerin (hizmetçisi, ailesi, çoluk çocuğu..) işini hafifleştirirse, Allah-u Teala da kıyamette onun hesabını kolaylaştırır.
Her-kim bu ayda şerrini halktan uzaklaştırırsa Allah-u Teala kıyamette gazabını ondan uzaklaştırır. Her kim bir yetime ikram ederse, Allah da kıyamette ona ikram eder. Her kim akrabasıyla ilgilenir, ihsan eder, üzerine düşeni yaparsa, Allah da kıyamette onunla ilgilenir, ihsan eder. Her kim de akrabasıyla ilişkisini keserse, Allah-u Teala kıyamette rahmetini ondan keser. Her kim bu ayda sünnet namaz kılarsa Allah-u Teâla onun hakkında ateşten kurtuluşu yazar. Her kim bu ayda bir farizayı yerine getirirse diğer aylarda yapılan yetmiş farizanın sevabını alır. Her kim bu ayda bana fazla salavat getirirse, Allah-u Teala kıyamette onun salih amellerinin terazisini ağırlaştırır ve her kim bu ayda Kur’an-ı Kerim’den bir ayet okursa, diğer aylarda yapılan bir Kur’an hatmetmenin sevabı ona verilir. Ey İnsanlar! Bu ayda cennetin kapıları açılmıştır. Allah’tan o kapıları sizin yüzünüze kapatmamasını isteyin; (bu ayda) cehennemin kapıları kapanmıştır; Allah’tan, o kapıları (sizin yüzünüze) açmamasını isteyin; bu ayda şeytanlar bağlanmıştır; Allah’tan onları size musallat etmemesini isteyin.”
İmam Ali (a.s) der: “Ben, ‘Ya Resulallah! Bu ayda en iyi amel nedir?’ diye sorunca Resulullah (s.a.a), ‘Ya Ebelhasan! bu ayda en iyi amel, Allah’ın haram kıldığı şeylerden kaçınmaktır.” buyurdu ve ağlamaya başladı. ‘Ya Resulullah! Niçin ağlıyorsunuz?’ diye sorduğumda ise şöyle buyurdu:
‘Ya Ali, bu ayda sana karşı yapmayı helal bildikleri şey için ağlıyorum. Rabbine namaz kılarken geçmiş ve geleceklerin en kötüsü; Semud kavminin devesini yaralayanın kardeşinin sana doğru gelip kılıçla seni vurarak sakalını kana boyadığını görür gibiyim!’ Ben: ‘Ya Resulallah! Bu, dinimin selamette kalmasıyla birlikte mi olacak?’ diye sorunca, Resulullah (s.a.a): ‘Evet, bu, dininin selametiyle birlikte olacak.” cevabını vererek şöyle devam etti:
‘Ya Ali! Kim seni öldürürse, beni öldürmüş olur, kim sana buğz ederse, bana buğz etmiş olur, kim sana küfrederse bana küfretmiştir. Çünkü sen gerçekten de kendi nefsim gibi bendensin, ruhun benim ruhumdur, ahlakın benim ahlakımdır. Doğrusu Allah Tebârek ve Teâlâ beni ve seni bir (anda) yarattı, beni ve seni seçti, beni nübüvvete, seni de imamete seçti. Kim senin imametini inkâr ederse, beni inkar etmiş olur. Ya Ali! Sen benim vâsim, çocuklarımın –Hasan ve Hüseyin’in– babası, kızım Fatıma’nın kocasısın; hayatımda ve ölümümden sonra ümmetime halifemsin. Buyruğun benim buyruğum, yasağın benim yasağımdır; beni nübüvvetle gönderene ve yaratılmışların en hayırlısı kılana and olsun ki hiç şüphesiz sen, Allah’ın yaratıkları üzerine hücceti, sırrının emini ve kulları üzerine halifesisin.”[9]
Ramazan Ayı Fırsatını Kaçırmayın!…
– لما يوصي ولده إذا دخل شهر رمضان -: فاجهدوا أنفسكم فإن فيه تقسم الأرزاق، وتكتب الآجال، وفيه يكتب وفد الله الذين يفدون إليه، وفيه ليلة العمل فيها خير من العمل في ألف شهر.
“Ramazan ayı girdiğinde evlatlarını şöyle öğütlerdi: “bu ayda kendinizi var gücünüzle amel etmeye zorlayın. Şüphesiz ki bu ayda rızıklar bölüştürülür ve eceller yazılır.bu ayda ziyafet için Allah’ın huzuruna çıkacaklar yazılır (belirlenir). bu ayda öyle bir gece vardır ki onda yapılan amel bin ayda yapılan amelden daha üstündür!”[10]
Oruç Ayı, İslam Ayı, Temizlenme Ay…
– كان من دعائه إذا دخل شهر رمضان -: الحمد لله الذي حبانا بدينه واختصنا بملته وسبلنا في سبل إحسانه لنسلكها بمنه إلى رضوانه، حمدا يتقبله منا، ويرضى به عنا، والحمد لله الذي جعل من تلك السبل شهره رمضان، شهر الصيام، وشهر الإسلام، وشهر الطهور، وشهر التمحيص، وشهر القيام.
Ramazan ayı girdiğinde şöyle dua ederdi: “Hamd O Allah’a ki bize dinini armağan etti, şeriatıyla bize minnet etti (karşılıksız lütufta bulundu) ve ihsan yollarını bize tanıttı ki, nimetiyle o yolları kat ederek rızvanına ulaşalım. Öyle bir hamd ki bizden kabul buyursun ve onunla bizden hoşnut olsun. Ve hamd O Allah’a ki oruç ayı, İslam ayı, temizlenme ayı, arınma ayı ve kıyam ayı olan Ramazan ayını bu yollardan biri kıldı…”[11]
Selam Sana Ey Allah’ın En Büyük Ayı!…
– وكان من دعائه في وداع شهر رمضان -: السلام عليك يا شهر الله الأكبر ويا عيد أوليائه، السلام عليك يا أكرم مصحوب من الأوقات ويا خير شهر في الأيام والساعات، السلام عليك من شهر قربت فيه الآمال، ونشرت فيه الأعمال، السلام عليك من قرين جل قدره موجودا وأفجع فقده مفقودا ومرجو آلم فراقه…
Ramazan ayıyla vedalaştığında şöyle dua ederdi: “Selam olsun sana ey Allah’ın en büyük ayı ve ey Allah’ın dostlarının bayramı! Selam sana ey bizimle birlikte olan vakitlerin en değerlisi ve ey günler ve saatler içinde en iyi ay! Selam sana ey arzuların yaklaştığı, amellerin dağıldığı ay! Selam sana ey varlığı pek değerli, yokluğu can yakıcı dost; ayrılığı üzücü olan ümit kaynağı!… Selam sana ki suçlulara çok uzundun; müminlerin gönlünde pek heybetliydin!…”[12]
Ramazan Ayının Rahmet Gölgesi…
– الإمام الباقر (عليه السلام): خطب رسول الله (صلى الله عليه وآله) الناس في آخر جمعة من شعبان فحمد الله وأثنى عليه ثم قال: أيها الناس إنه قد أظلكم شهر فيه ليلة خير من ألف شهر وهو شهر رمضان فرض الله صيامه وجعل قيام ليلة فيه بتطوع صلاة كمن تطوع بصلاة سبعين ليلة فيما سواه من الشهور.
İmam Muhammed Bâkır’ın (a.s) nakline göre Resulullah (s.a.a) bir şaban ayının son cumasında insanlara okuduğu hutbede önce Allah’a hamd ve senâ ettikten sonra şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Şüphesiz ki size öyle bir ay gölge etmeye başlamıştır ki onda bulunan bir gece, bin aydan daha üstündür; o, orucunu Allah’ın farz kıldığı ramazan ayıdır. O ayda müstehap namazla geçirilen bir gecenin sevabını Allah diğer aylarda namazla geçirilen yetmiş geceye eşdeğer kılmıştır.”[13]
Ayların Efendisi…
– عنه (عليه السلام): قال رسول الله (صلى الله عليه وآله) لما حضر شهر رمضان وذلك لثلاث بقين من شعبان قال لبلال: ناد في الناس فجمع الناس ثم صعد المنبر فحمد الله وأثنى عليه ثم قال: أيها الناس، إن هذا الشهر قد حضركم وهو سيد الشهور، فيه ليلة خير من ألف شهر، تغلق فيه أبواب النيران وتفتح فيه أبواب الجنان، فمن أدركه فلم يغفر له فأبعده الله .
Yine İmam Muhammed Bâkır (a.s) şöyle nakletmiştir: “Şaban’dan üç gün kalmıştı. Allah Resulü (s.a.a) Bilal’e insanları toplanmaları için çağırmasını emretti. İnsanlar toplandığında minbere çıkarak Allah’a hamd ve senâdan sonra şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Ayların efendisi olan bu ay size ulaşmış bulunmaktadır. Onda bir gece vardır ki bin aydan daha üstündür. Onda cehennemin kapıları kapatılıp cennetin kapıları açılır. Bu ayı idrak edip de bağışlanmayan (bağışlanmasını sağlamayan) kimseyi Allah (rahmetinden) uzaklaştırsın!”[14]
Şeytanların Zincirlendiği Ay…
إذا استهل رمضان غلقت أبواب النار، وفتحت أبواب الجنان، وصفدت الشياطين.
“Ramazan ayının başlangıcından itibaren cehennemin kapıları kapatılır ve şeytanlar zincirlenir.”[15]
Her Şeytana Karşı Yedi Melek…
قد وكل الله بكل شيطان مريد سبعة من ملائكته فليس بمحلول حتى ينقضي شهركم هذا.
“Allah her azgın şeytanı kontrol etmek için yedi melek görevlendirir. Böylece bu ayınız (ramazan) geçinceye kadar onlar serbest olmazlar.”[16]
Gerçek Bedbaht…
إن الشقي من حرم غفران الله في هذا الشهر العظيم
“Şüphesiz ki gerçek bedbaht, bu büyük-azametli ayda Allah’ın bağışlamasından mahrum kalan kimsedir.”[17]
Ramazan Ayında Bağışlanmayan…
من لم يغفر له في شهر رمضان لم يغفر له إلى مثله من قابل إلا أن يشهد عرفة.
“Ramazan ayında bağışlanmayan kimse, gelecek ramazana kadar bağışlanmaz; Arefe (günü Arafat’ta) bulunup da (orada Allah’tan bağışlanma dileyen) hariç!”[18]
Allah’ın Rahmetinden Uzak Olsun!…
من أدرك شهر رمضان فلم يغفر له فأبعده الله.
“Kim Ramazan ayını idrak eder de bağışlanmazsa, Allah onu (rahmetinden) uzak kılsın.”[19]
İmama Rıza’nın (a.s) Dilinden Ramazan Ayı Bereketleri…
الحسنات في شهر رمضان مقبولة و السيئات فيه مغفورة من قرأ في شهر رمضان آية من كتاب اللّه عزوجل كان كمن ختم القرآن في غيره من الشهور و من ضحك فيه في وجه اخيه المؤمن لم يلقه يوم القيامة الا ضحك في وجهه و بشره بالجنة و من اعان فيه مؤمنا اعانه اللّه تعالي علي الجوازعلي الصراط يوم تزل فيه الاقدام و من كف فيه غضبه كف اللّه عنه غضبه يوم القيامة و من اغاث فيه ملهوفا آمنه اللّه من الفزع الاكبر يوم القيامة و من نصر فيه مظلوما نصره اللّه علي كل من عاداه في الدنيا و نصره يوم القيامة عندالحساب و الميزان، شهر رمضان شهر البركة و شهر الرحمة و شهر المغفرة و شهر التوبة و شهر الانابة و من لم يغفر له في شهر رمضان، في اي شهر يغفر له فاسئلوا اللّه ان يتقبل منكم فيه الصيام و لايجعله آخر العهد منكم و ان يوفقكم فيه لطاعته و يعصمكم من معصيته انه خير مسؤول.
“Ramazan ayında iyi ameller kabul olur, (önceden yapılmış) kötü ameller bağışlanır. Kim ramazan ayında Allah’ın (Azze ve Celle) kitabından (Kur’an’dan) bir ayet okursa, diğer aylarda bir Kur’an hatmetmiş kimse gibi olur. Kim bu ayda mümin kardeşinin yüzüne gülerse, o da mutlaka kıyamet günü güler yüzle onu karşılar ve onu cennetle müjdeler. Kim bu ayda bir mümine yardımcı olursa, Allah da ayakların kayacağı günde onun sırattan geçmesine yardımcı olur. Kim bu ayda öfkesine hakim olursa, Allah da Kıyamet günü ona karşı öfkelenmez. Kim sıkıntılı birisine imdat ederse, Allah onu kıyamet gününde büyük sıkıntıdan kurtarır. Kim bu ayda mazlum birisine yardım ederse, Allah da bu dünyada bütün düşmanlarına karşı ve kıyamette hesap ve tartı sırasında ona yardım eder. Ramazan ayı rahmet, mağfiret, tevbe ve içtenlikle (Allah’a) dönüş ayıdır. Kim bu ayda bağışlanmazsa, o zaman hangi ayda bağışlanabilir ki? O halde Allah’tan dileyin ki sizin bu aydaki orucunuzu kabul buyursun ve bu ayı son Ramazan ayınız kılmasın. Sizi itaatine muvaffak kılsın ve kendisine karşı günah sayılan şeylerden korusun. Şüphesiz o en iyi dilenilendir.”[20]
Allah’ın Ayı…
شهر رمضان شهر الله عز و جل و هو شهر يضاعف الله فيه الحسنات و يمحو فيه السيئات و هو شهر البركة و هو شهر الأنابة و هو شهر التوبة و هو شهر المغفرة و هو شهر العتق من النار و الفوز بالجنه الا فاجتنبوا فيه كل حرام و اكثروا فيه من تلاوه القرآن و سلوا فيه حوائجكم و اشتغلوا فيه بذكر ربكم ولا يكونن شهر رمضان عندكم كغيره من الشهور فان له عندالله حرمة و فضلاً علی سائر الشهور و لا يكونن شهر رمضان يوم صومكم كيوم فطركم.
“Ramazan ayı Allah’ın (Azze ve Celle) ayıdır. Öyle bir aydır ki onda Allah haseneleri (iyi amellerin sevabı) artırır ve kötülükleri siler. O ay bereket ayıdır; o ay samimiyetle (Allah’a) dönüş ayıdır, tevbe ayıdır, bağışlanma ayıdır, ateşten kurtuluş ayıdır ve cenneti kazanma ayıdır. Dikkat edin, onda her türlü haramdan kaçının ve Kur’an’ı çok okuyun. Bu ayda hacetlerinizi Allah’tan dileyin ve Rabbinizin zikrine meşgul olun. Ramazan ayı sizin yanınızda diğer aylar gibi olmasın; zira bu ayın Allah katında diğer ayalara nazaran hürmet ve saygınlığı büyüktür. Yine Oruçlu olduğunuz Ramazan ayıyla oruçlu olmadığınız diğer ayların konumu yanınızda aynı olmasın.”[21]
Ne de Güzel Aydır Ramazan Ayı!…
أَنَّ أَبْوَابَ اَلسَّمَاءِ تُفَتَّحُ فِي رَمَضَانَ وَ تُصَفَّدُ اَلشَّيَاطِينُ وَ تُقْبَلُ أَعْمَالُ اَلْمُؤْمِنِينَ نِعْمَ اَلشَّهْرُ شَهْرُ رَمَضَانَ كَانَ يُسَمَّى عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اَللَّهِ ص اَلْمَرْزُوقَ.
“Göğün kapıları (Allah’ın rahmet kapıları) Ramazan ayında açılır, şeytanlar bağlanır ve müminlerin amelleri kabul olunur. Ne güzel aydır ramazan ayı! Resulullah’ın zamanında bu aya “merzuk” (rızıklanmış ay) deniliyordu.”[22]
Kur’an’ın Baharı…
23- İmam Muhammed Bâkır (a.s):
لِكُلِّ شَیْ ءٍ رَبِیعٌ وَ رَبِیعُ الْقُرْآنِ شَهْرُ رَمَضَانَ.
“Her şeyin bir baharı vardır, Kur’an’ın baharı da Ramazan ayıdır.”[23]
Ramazan İçin Süslenir…
ان الجنة لتنجد و تزين من الحول الي الحول لدخول شهر رمضان.
“Hiç şüphesiz cennet, yıldan yıla Ramazan ayının gelişi için süslenmektedir!”[24]
Ramazan Ayının Selameti, Yılın Selametinin Garantisi…
اِذا سَلُمَ شَهرُ رمضانَ سَلُمتِ السّنَةُ.
“Ramazan ayı selametle (günahlara, kötülüklere bulaşmadan) geçerse, bütün yıl selametle geçer.”[25]
Mahşer Günündeki Ramazan Ayı…
يحشر الله يوم القيامة شهر رمضان في أحسن صورة، فيقيمه على تلعة لا يخفى على أحد ممن ضمه ذلك المحشر، ثم يأمر ويخلع عليه من كسوة الجنة و خلعها وأنواع سندسها وثيابها حتى يصير في العظم بحيث لا ينفذه بصر، ولا يعي علم مقداره اذن، ولا يفهم كنهه قلب، ثم يقال لمناد من بطنان العرش: ناد، فينادي: يا معشر الخلائق أما تعرفون هذا؟ فيجيب الخلائق يقولون: بلى لبيك داعي ربنا و سعديك، أما إننا لا نعرفه، فيقول منادي ربنا: هذا شهر رمضان ما أكثر من سعد به! وما أكثر من شقي به! ألا فليأته كل مؤمن له معظم بطاعة الله فيه فليأخذ حظه من هذه الخلع، فتقاسموها بينكم على قدر طاعتكم لله وجدكم، قال: فيأتيه المؤمنون الذين كانوا لله مطيعين فيأخذون من تلك الخلع على مقادير طاعتهم في الدنيا، فمنهممن يأخذ ألف خلعة، ومنهم من يأخذ عشرة آلاف، ومنهم من يأخذ أكثر من ذلك و أقل، فيشرفهم الله بكراماته، ألا وإن أقواما يتعاطون تناول تلك الخلع، يقولون في أنفسهم: لقد كنا بالله مؤمنين، وله موحدين، وبفضل هذا الشهر معترفين فيأخذونها ويلبسونها…
“Kıyamet günü olduğunda Allah-u Teâla Ramazan ayını en güzel sima ile haşreder; onu mahşer ehlinin hepsinin göreceği bir tepeye yerleştirir. Sonra cennetin elbiseleri ve kaftanlarından, çeşitli halis ipekten dokunmuş elbise ve giysilerden ona giydirilmesini emreder. Böylece hiçbir gözün görmeye, hiçbir kulağın duymaya ve hiçbir kalbin künhünü idrak etmeye kadir olmayacağı bir azamet ve ihtişama ulaşır. Sonra Arşın bağrından bir münadiye şöyle seslenmesi söylenir: ‘Ey yaratılanlar topluluğu! Acaba şunu tanımıyor musunuz?’ Mahlukat “Rabbimizin münadisine lebbeyk diyoruz; hayır biz bunu tanımıyoruz.’ derler. Rabbimizin münadisi şöyle der: “Bu ramazan ayıdır. Niceleri bununla saadete kavuştu ve niceleri de bununla bedbaht oldu! Şimdi onda Allah’a itaat ederek ona değer verip yücelten her mümin onun yanına gelipte bu hediyelik elbiselerden nasibini alsın. Bunları Allah’a itaatiniz ve ciddiyetiniz öcüsünde aranızda paylaştırın. Böylece (ramazanda) Allah’a itaat etmiş müminler ona gelerek dünyadaki itaatlerine orantılı olarak onlardan paylarına düşeni alırlar. Bazıları bin elbise, bazıları onbin elbise, bazıları daha fazlasını veya daha azını alırlar. İşte böyle Allah onları kendi ikramlarıyla şereflendirir. Nice topluluklar o elbiseleri kendi aralarında değiş tokuş yapar ve şöyle derler: Biz Allah’a iman ediyor, onun tevhidine inanıyor ve bu ayın faziletine ikrar ve itiraf ediyorduk…”[26]
Bol İstiğfar ve Dua Ayı…
27- Hz. Emirü’l-Müminin Ali (a.s):
عَلَيْكُمْ فِي شَهْرِ رَمَضَانَ بِكَثْرَةِ الِاسْتِغْفَارِ وَ الدُّعَاءِ . فَأَمَّا الدُّعَاءُ فَيُدْفَعُ بِهِ عَنْكُمُ الْبَلَاءُ ، وَ أَمَّا الِاسْتِغْفَارُ فَيَمْحَى ذُنُوبَكُمْ.
“Ramazan ayında çok istiğfar etmeyi (Allah’tan bağışlanma dilemeyi) ve dua etmeyi ihmal etmeyin. Zira dua ile bela sizden uzaklaştırılır ve istiğfar ile günahlarınız silinir.”[27]
Ramazan Ayının Hürmeti…
إِنَّٔ لِرَمَضانَ حُرْمَةٌ لَا يَشْبَهُهُ شَيْئٌ مِنَ الشُهوُرِ. صَلِّ مَا اسْتَطَعْتَ في رَمَضَانَ تَطَوُّعَاً بِاللَّيْلِ وَالنَّهَار.
“Ramazan Ayı için (Allah katında) öyle bir hürmet ve saygınlık vardır ki hiçbir ay ona benzemez. Ramazanda elinden geldiği kadar gece ve gündüz müstehap namaz kılmaya çalış.”[28]
Ramazan Ayında İftar Vermenin Sevabı ve İlahi Adalet…
مَنْ فَطَّرَ مُؤْمِناً فِي شَهْرِ رَمَضَانَ كَانَ لَهُ بِذَلِكَ عِتْقُ رَقَبَةٍ وَ مَغْفِرَةٌ لِذُنُوبِهِ فِي مَا مَضَى فَإِنْ لَمْ يَقْدِرْ إِلَّا عَلَى مَذْقَةِ لَبَنٍ فَفَطَّرَهَا صَائِماً أَوْ شَرْبَةٍ مِنْ مَاءِ عَذْبٍ وَ تَمْرٍ لَا يَقْدِرُ عَلَى أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ أَعْطَاهُ اللَّهُ هَذَا الثَّوَابَ.
“Kim Ramazan ayında bir mümine iftar verirse, buna karşılık bir köle azad etmenin sevabını alır ve geçmiş günahları bağışlanır. Eğer buna değil de sadece bir içim süt ile veya bir içim tatlı su ve hurma ile bir oruçluya iftar vermeye gücü yeter ve onunla iftar verirse, Allah ona da aynı sevabı verir.”[29]
İftar ve Duanın Kabulü…
30- İmam Muhammed Bâkır (a.s):
أَيُّمَا مُؤْمِنٍ فَطَّرَ مُؤْمِناً لَيْلَةً مِنْ شَهْرِ رَمَضَانَ كَتَبَ اللَّهُ لَهُ بِذَلِكَ أَجْرَ مَنْ أَعْتَقَ نَسَمَةً مُؤْمِنَةً وَ مَنْ فَطَّرَ شَهْرَ رَمَضَانَ كُلَّهُ كَتَبَ اللَّهُ لَهُ بِذَلِكَ أَجْرَ مَنْ أَعْتَقَ ثَلَاثِينَ نَسَمَةً مُؤْمِنَةً وَ كَانَ لَهُ بِذَلِكَ عِنْدَ اللَّهِ دَعْوَةٌ مُسْتَجَابَةٌ.
“Bir mümin başka bir mümine bir Ramazan ayı gecesinde iftar verirse, Allah onun için mümin bir köle azad etmenin sevabını yazar. Bütün Ramazanı iftar verirse, Allah buna karşılık otuz mümin köle azad etmenin sevabını yazar. Ayrıca bundan dolayı Allah katında kabul olmuş bir duayı hak eder!”[30]
Hangisinin Sevabı Daha Büyük: Verdiğin İftar mı, Tuttuğun Oruç mu?!…
فِطْرُک لِأَخیکَ و اِدخالُکَ السُّرورَ عَلیْه اَعْظَمُ مِنْ اَجْرِ صِیامِکَ.
“Mümin kardeşine iftar vermen ve onu sevindirmen, tuttuğun oruçtan daha büyük mükâfat kazandırır sana!”[31]
Haceti Olan veya Bağışlanma Dileyecek Birisi yok mu?…
يا معشر المسلمين إذا طلع هلال شهر رمضان غلت مردة الشياطين (الشيطان) وفتحت أبواب السماء وأبواب الجنان وأبواب الرحمة وغلقت أبواب النيران واستجب الدعاء وكان لله عز وجل عند كل فطرة عتقاء يعتقهم من النار ونادى (ينادي خ ل) مناد كل ليلة هل من سائل؟ هل من مستغفر؟: اللهم اعط كل منفق خلفا واعط كل ممسك تلفا حتى إذا طلع هلال شوال نودي المؤمنون أن اغدوا إلى جوائزكم فهو يوم الجائزة ثم قال أبو جعفر عليه السلام أما والذي نفسي بيده ما هي بجائزة الدنانير والدراهم .
“Ey Müslümanlar topluluğu! Ramazanın ayı çıktığında azgın şeytanlar bağlanır, gök kapıları, cennet kapıları ve rahmet kapıları açılır; cehennemin kapısı da kapanır. Dua icabete ulaşır. Her iftar vaktinde Allah (Azze ve Celle) cehennem ateşinden nicelerini azad eder ve bir münadi (Allah’tan taraf) şöyle seslenir: “Dilekte bulunmak isteyen yok mu? Bağışlanma dileyecek olan yok mu? Allah’ım! Her infak edenin infakının yerini doldur ve her cimrilik yapanın (sakladığı malı) telef et. Bilahare şevval ayının hilali doğduğunda, müminlere şöyle seslenilir: ‘ Bugün ödül günüdür; ödüllerinizi almaya acele edin!“ İmam Muhammed Bakır (a.s), hadisin ardından şöyle buyurdu: “Canımı elinde bulunduran Allah’a yemim olsun bunlar dirhem ve dinar (dünyevi) ödüller değildir:”[32]
Üstünlükte Ehlibeyt’e Benzeyen Ay…
33- Hz. Emirü’l-Müminin Ali (a.s):
عن الإمام علي(عليه السلام) ـ من خطبته في أول يوم من شهر رمضان ـ : «أيُّها الناس إنّ هذا الشهر، شهرٌ فضله على سائر الشهور کفضلنا أهل البيت على سائر الناس، وهو شهر تفتح فيه أبواب السماء، وأبواب الرحمة، ويغلق فيه أبواب النيران، وهو شهر يسمع فيه النداء ويستجاب فيه الدعاء ويرحم فيه البکاء، وهو شهر فيه ليلة نزلت الملائکة فيها من السماء فتسلّم على الصائمين والصائمات بإذن ربَّهم إلى مطلع الفجر…أيُّها الناس إنَّ شموس شهر رمضان لتطلع على الصائمين والصائمات وإنّ أقماره ليطلع عليهم بالرحمة وما من يوم وليلة من الشهر إلاّ والبرّ من الله يتناثر من السماء على هذه الاُمّة.
“Hz. İmam Ali’nin (a.s) Ramazan ayının başında okuduğu hutbeden: “Ey insanlar! Şüphesiz bu ay öyle bir aydır ki diğer bütün aylardan daha üstündür; tıpkı biz Ehlibeyt’in diğer insanlara üstünlüğü gibi. Bu ayda göğün kapıları, rahmet kapıları açılır ve ateşin kapıları kapatılır. Bu öyle bir aydır ki onda (insanların) çağrılarına kulak verilir, duaları kabul olur ve gözyaşlarına merhamet edilir! Bu ayda bir gece vardır ki onda Allah’ın izniyle melekler yeryüzüne iner ve erkek olsun kadın olsun bütün oruç tutanları selamlarlar ve bu durum şafak doğuncaya kadar devam eder… Ey insanlar! Ramazan ayının güneşleri de ayları da oruç tutan erkek ve kadınlara rahmet ile doğar. Bu ayın her gece ve gündüzünde semadan bu ümmetin üzerine iyilik yağar!”[33]
Müjdeler Olsun Size Ey Allah’ın Kulları!…
34- İmam Muhammed Bâkır (a.s):
إن لله تعالى ملائكة موكلين بالصائمين يستغفرون لهم في كل يوم من شهر رمضان إلى آخره،وينادون الصائمين كل ليلة عند إفطارهم: أبشروا عباد الله فقد جعتم قليلا وستشبعون كثيرابوركتم وبورك فيكم، حتى إذا كان آخر ليلة من شهر رمضان نادى: أبشروا عباد الله غفر لكم ذنوبكم وقبل توبتكم فانظروا كيف تكونون فيما تستأنفون .
“Allah-u Teâla’nın oruçlular için görevlendirilmiş melekleri vardır; onlar Ramazanın sonuna kadar her gün oruç tutanlar için Allah’tan bağışlanma dilerler ve her iftar vakti oruç tutanlara şöyle seslenirler: ‘Ey Allah’ın kulları! Müjdeler olsun size, az acıktınız, ama bol bol doyacaksınız. Hem sizler mübarek-bereketli kılındınız hem de sizinle ilgili olan şeyler.’ Bilahare Ramazanın son gecesi olduğunda şöyle nida ederler: “Müjdeler olsun ey Allah’ın kulları! Günahlarınız artık bağışlandı; tevbeniz kabul edildi. Bakın amellerinize sil baştan başlarken nasıl davranacaksınız?!”[34]
İmam Rıza’nın (a.s) İftar Duası…
من قال عند إفطاره (اَلّلَهُمَّ لَكَ صُمْناَ بِتَوْفيِقِكَ وَعَلىَ رِزْقِكَ أَفْطَرْناَ بِأَمْرِكَ فَتَقَبّلْهُ مِنّاَ وَاغْفِرْ لَناَ إِنّكَ أَنْتَ الْغَفوُرُ الرَّحيِم) غفر الله ما ادخل على صومه من النقصان بذنوبهَ..
“Kim iftar edeceği sırada ‘Allah’ım! Senin için ve senin tevfikinle oruç tuttuk ve senin rızkınla ve senin emrin üzere iftar ettik; o halde bunu bizden kabul buyur ve bizi bağışla; muhakkak ki sen çok bağışlayan ve çok merhametlisin.’ diye dua ederse, günahlarından dolayı orucuna getirdiği noksanlıkları Allah bağışlar.”[35]
Rabbimizin Kullarına Sitemi!…
إن الله جل جلاله يقول كل ليلة من هذا الشهر: وعزتي وجلالي لقد أمرت ملائكتي بفتح أبواب سماوات للداعين من عبادي وإمائي فمالي أرى عبدي الغافل ساهياعني متى سألني فلم أعطه ومتى ناداني فلم أجبه ومتى ناجاني فلم أقربه ومتى رجاني فخيبته ومتى أملني فحرمته ومتى قصد بابي فحجبته ومتى تقرب فباعدته ومتى هرب مني فلم أدعه ومتى رجع إلي فلم أقبله ومتى أقر بذنوبه فلم أرحمه ومتى استغفرني فلم اغفر له ذنبه ومتى تاب فلم أقبله توبته عبدي كيف تقصد برجائك ملكا مملوكا ولا تقصدني برجائك وأنا ملك الملوك أم كيف تسأل من يخاف الفقر ؟ ولا تسألني وأنا الغني الذي لا افتقر أم كيف تخدم ملكا ينام ويموت ولا تخدمني وأنا الحي الذي لا يموت ولا يأخذني سنة ولا نوم يا سوئه لمن عصاني ويا بؤسا للقانطين من رحمتي بعزتي حلفت لآخذنه أخذ عزيز مقتدر يغضب لغضبه السماء والأرض فأين تفر مني إلا ألي وأنا الله العزيز الحكيم.
“Resulullah (s.a.a) kutsi bir hadisi şöyle nakletmektedir; Allah-u Teâla buyuruyor ki: “İzzet ve celalime yemin olsun ki meleklerime dua eden erkek ve kadın bütün kullarım için göğün kapılarını açmalarını emrettim. Neden gafil kulumun beni ihmal ettiğini görüyorum? Ne zaman benden dilekte bulundu da dileğini vermedim? Ne zaman beni çağırdı da icabet etmedim? Ne zaman benimle münacat etti de onu kendime yakınlaştırmadım? Ne zaman bana umut bağladı da umudunu suya düşürdüm? Ne zaman benden bir şey arzuladı da onu mahrum bıraktım? Ne zaman kapıma gelmek istedi de ona engel oldum? Ne zaman yakınlaşmak istedi de onu uzaklaştırdım? Ne zaman benden kaçtı da geri çağırmadım? Ne zaman geri geldi de kabul etmedim? Ne zaman günahlarını itiraf etti de ona merhamet etmedim? Ne zaman benden bağışlanma diledi de günahını bağışlamadım? Ne zaman tevbe etti de tevbesini kabul etmedim? Ey kulum! Nasıl oluyor da kendisi memluk olan bir padişaha umut bağlayıp da ona doğru gidersin de bana umut bağlayıp da gelmezsin, oysa ben padişahların padişahıyım! Ya da kendisi fakirlikten korkan birisine el açarsın da bana el açmazsın, oysa ben asla fakir olmayan bir zenginim! Ya da uyuyan ve ölen bir padişaha hizmet edersin de bana hizmet etmezsin, oysa ben ölümsüz bir diriyim ve asla uyumam ve uyuklamam. Ne de kötüdür bana isyan eden kimsenin durumu! Ne de acıdır benim rahmetimden umudunu kesenlerin hali! Böyle birisini mağlup olmaz ve muktedir birisinin yakalayacağı gibi yakalayacağım. Öyle birisi ki onun gazabıyla gökler ve yer gazaplanır! O halde sen benden başka, benden kime kaçabilirsin! İzzet ve hikmet sahibi ancak benim!”[36]
Ramazan Ayı Sadakasının Bereketi…
من تصدق فى شهر رمضان بصدقة صرف الله عنه سبعین نوعا من البلاء.
Kim Ramazan ayında bir sadaka verirse, Allah yetmiş çeşit belayı ondan uzaklaştırır.”[37]
Ramazan Ayında On Gün itikâfın Değeri…
اِعْتِکافُ عَشْر فى شَهْرِ رَمَضانَ تَعْدِلُ حَجَّتَیْنِ وُ عُمْرَتَیْنِ.
“Ramazan ayında on gün itikâf yapmak, iki hac ve iki umreye eşdeğerdir.”[38]
Cebrail’in (a.s) Bedduası…
اعن جابر بن عبد الله الأنصاري قال: ان رسول الله صلى الله عليه وآله وسلم رقى المنبر فقال:
آمين إلى أن رقى الدرجة الأولى ثم رقى الثانية فقال: آمين ثم رقى الدرجة الثالثة فقال: آمين فقالوا يا رسول الله قلت: آمين ثلاث مرات فقال: جائني جبرئيل عليه السلام فقال: شقي عبد ذكرت عنده فلم يصل عليك فقلت: آمين ثم قال: شقي عبد أدرك شهر رمضانفانسلخ عنه ولم يغفر له فقلت: آمين ثم قال: شقي عبد أدرك والديه أو أحدهما فلم يدخلا الجنة فقلت: آمين.
Câbir b. Abdullah Ensâri şöyle nakleder: “Allah Resulü (s.a.a) bir gün minbere çıkmak üzereyken ‘Amin” dedi. Sonra minberin birinci basamağına çıkıp yine ‘Amin’ dedi. Sonra ikinci basamağa çıkıp yine ‘Amin’ dedi. Bilahare üçüncü basamağa çıktığında da yine ‘Amin’ deyince, dediler ki: ‘Ya Resulallah! Üç defa ‘Amin’ dediniz. (Bunun sırrı neydi?)’ Şöyle buyurdu: ‘Cebrail (a.s) yanıma geldi ve ‘Bir kimsenin yanında senin adın zikredildiği halde sana salavât getirmeyen kimse bedbaht olsun!’ dedi. Ben de ‘Amin’ dedim. Sonra “Ramazan ayını idrak ettiği halde bağışlanmadan ondan ayrılan kimse bedbaht olsun!’ dedi. Yine ben de ‘Amin’ dedim. Bilahare “Anne babasını veya onlardan birisini idrak ettiği halde cennete girmeyen kimse bedbaht olsun!” dedi ve ben de ‘Amin’ dedim!”[39]
El-Veda Ey Allah’ın Güzel Ayı!…
عن جابر بن عبد الله الأنصاري قال: دخلت على رسول الله صلى الله عليه وآله وسلم في آخر جمعة منشهر رمضان فلما بصر بي قال لي:يا جابر هذا آخر جمعة من شهر رمضان فودعه وقل:
)اللهم لا تجعله آخر العهد من صيامنا إياه فان جعلته فاجعلني مرحوما ولا تجعلني محروما)
فإنه من قال ذلك ظفر بإحدى الحسنيين إما ببلوغ شهر رمضان واما بغفران الله ورحمته ثم قال عليه السلام: إن الله تبارك وتعالى لن يفرض من صيام شهر رمضان فيما مضى إلا على الأنبياء دون أممهم وإنما فرض عليكم ما فرض على أنبيائه ورسله قبلي إكراما وتفضيلا والذي بعثني بالحق ما أعطى الله نبيا من أنبيائه فضيلة إلا أعطانيها ولقد أعطاني ما لم يعطهم وفضلني على كافتهم وأنا سيدهم وخيرهم وأفضلهم ولا فخر.
Câbir b. Abdullah Ensâri der ki: “Ramazan aynın son cumasında Resulullah’ın (s.a.a) huzuruna vardım. Beni gördüğünde bana hitaben şöyle buyurdu: “Ey Câbir! Bu, Ramazan ayının son Cumasıdır. O halde Ramazan ayı ile vedalaş ve şöyle de:
)اللهم لا تجعله آخر العهد من صيامنا إياه فان جعلته فاجعلني مرحوما ولا تجعلني محروما)
‘Allah’ım! Bunu bizim son Ramazan ayı orucumuz kılma; eğer kılacaksan, beni merhum (rahmetine mazhar olmuş) kimselerden kıl, mahrum olanlardan değil.’
Kim bu şekilde dua ederse, iki güzellikten birisine ulaşır: Ya gelecek ramazana ulaşır ya da Allah’ın mağfiret ve rahmetine kavuşur.’ Sonra şöyle devam etti: “Şüphesiz ki Allah ramazan ayının orucunu geçmiş ümmetlerin sadece peygamberlerine farz kılmıştır. Dolayısıyla Allah benden önceki peygamberlere farz kıldığını size de farz kılmıştır. Bunu size değer verdiğinden ve lütfundan dolayı yapmıştır. Beni hak olarak peygamberliğe seçen (Allah’a) yemin olsun ki Allah önceki peygamberlere verdiği faziletlerin hepsini (toplu olarak) bana da vermiştir. Ama bana verdiği (birçok) fazileti onlara vermemiştir. Böylece beni onların hepsinden üstün kılmıştır! Ben onların hepsinin efendisi, en hayırlısı ve en üstünüyüm!”[40]
Kaynakça
[1]– Kenzü’l-Ummâl, Hadis: 23688.
[2]-Kenzü’l-Ummâl, Hadis: 23743.
[3]Vesailü’ş-Şia, c.7, s.225.
[4]– Bihârü’l-Envâr, c.96 s.344.
[5]– Bihârü’l-Envâr, c.96 s.344.
[6]– Bihârü’l-Envâr, c.93 s.351..
[7]– Bihârü’l-Envâr, c.96 s.347.
[8]– Bihârü’l-Envâr, c.93 s.346.
[9]– El-Emâli -Şeyh Sadûk-, s.84.
[10]– Bihârü’l-Envâr, c.96 s.347.
[11]– Sahîfe-i Seccâdiye, 44. Dua.
[12]– Sahîfe-i Seccâdiye, 45. Dua.
[13]– El-Emâli -Şeyh Sadûk-, s.84.
[14]– El-Emâli -Şeyh Sadûk-, s.56.
[15]– Bihârü’l-Envâr, c.96 s.342.
[16]– Sevâbü’l-A’mâl, c.1, s.90.
[17]– UyûnuAhbâri’r-Rıza, c.1, s.295.
[18]– Bihârü’l-Envâr, c.96 s.342.
[19]– Bihârü’l-Envâr, c.74 s.74.
[20]– Bihârü’l-Envâr, c.93 s.346.
[21]– Bihârü’l-Envâr, c.93 s.340.
[22]– Sevâbü’l-A’mâl, c.2, s.67.
[23]– El-Kâfi, c.2, s.360.
[24]– Bihârü’l-Envâr, c.93 s.338.
[25]– Vesâilü’ş-Şia, c.7, s.225.
[26]– Bihârü’l-Envâr, c.7, s.190
[27]– El-Kâfi, c.4, s.88.
[28]– El-Fusûlü’l-Mühimme, s.307.
[29]– El-Mehâsin, c.2, s.396.
[30]– El-Mehâsin, c.2, s.396.
[31]– El-Mehâsin, c.2, s.151.
[32] El-Emâli -Şeyh Sadûk-, s.103.
[33]– FezâiluEşhuri’s-Selâse, s.107.
[34]– Vesâilü’ş-Şia, c.7, s.176.
[35]– Biharü’l-Envâr, c.96, s.312.
[36]– FezâiluEşhuri’s-Selâse, s.100.
[37]– Sevâbü’l-A’mâl, s.128.
[38]– El-Vesâil, c.7, s.397.
[39]– FezâiluEşhuri’s-Selâse, s.115.
[40]– FezâiluEşhuri’s-Selâse, s.139.