İçindekiler
Hz. Zehra (sa),Allah’ın tecellisidir, Hz. Zehra Allah’ın Arşında idi, kavs-i Suud da idi ve Allah’ın mutlak hayır ve ihsanı olarak nazil olduktan sonra on sekiz yıl mukaddes vücutları ile mutlak hayrın ve bereket idiler ve oğlunun zuhurundan sonrada Eimme-i Ethar (as)’a anayasadır.
ADNAN TURAN HOCAMIZIN HZ. FATIMA (SA) NIN ŞEHADETİ MUNASABETİ İLE YAPTIĞI KONUŞMA
Bismillahirrahmanirrahim
Aziz kardeşler!
Bu hafta, Hz. Fatıma (sa) nın şehadeti munasebetiyle dersimizi O mubarek vucuda ihtisas ettik. Allah’u Teala bizlere O kamil mukaddes vucudun fazilet ve makamını tanımayı ve Hz. Fatime (sa)nın pak ve mutahhar ailesinin yolunda gitmeyi nasip buyursun.
Hz.Zehra (sa)nın Nasut alemindeki mubarek hayatı 18 bereket ve hayır dolu yıldır ve Allah’u Teala O mubarek vucudu nuzul buyurarak bütün mahlukatına hüccetini tamamlamıştır.
Hz. Zehra kimdir
Kulların kurtuluşunun sırrı Ondadır, marifetin yolu Ondadır. Ama insanların O mukaddes vucuda karşı takınmış oldukları tutum 2 şekildi ve halende öyledir.Bir gurup insan Onun saygınlığını, Allah’ın kitabında ve Resulünün dili ile buyurmuş olduğu faziletlerini açıkca çiğnediler ayaklar altına aldılar.
Allah’ın hüccetlerine sarılıp kemale ulaşacakları yerde bilinçli olarak şehvetlerinin ve iblisin peşinde giderek O mukaddes vucuda ellerinden gelen her zulmü yaptılar.
Hz. Zehra’ya ne yaptılar
Hakkını gasp ettiler, hüccetliğini ayaklar altına aldılar, evinin kapısına ateş döktüler, kapı ile duvar arasında sıkıştırdılar, kaburgalarını kırdılar, kollarını ezdiler,kılıç kını ile dövdüler, Resulullah’ın (saa) soyunu yok etmekle tehdit ettiler, korkuttular, oğlunu şehid ettiler ve Allah’ın Resulünün namusuna kirli ve çikin ellerini uzatıp tokatladılar ve yere serdiler.
Babasına, Allah’ın Resulüne ambargo koydukları gibi Onada ambargo koydular, annesi Hz. Haticeye (sa) ambargo koydukları gibi Onada ambargo koydular,
Fedek’i ellerinden gasp edip alarak, babasına ve anasına yaptıkları gibi Onu ve evlatlarını da açlığa mahkum etmek istediler.
Hz.Zehra (sa) ya yapılan zülmü kim yazıp bitirebilir, babasının irtihalinden hemen sonra başladı ve bu güne kadar da hız kesmeden sürüp gelmektedir.
Hz. Zehra’nın Ümidi
Kapı ile duvar arasında kaburgaları kırıldığı zaman, yada Müminlerin Emiri Hz. Ali b. Ebu Talib (as)ın boynuna ip geçirilip sürüklendiği zaman, yada tokat mubarek yüzüne vurulduğunda O, sokakta ve Hz. Emir (as) da evde yere serildiği zaman çağırmış olduğu oğlu Hz. Mehdi (af) geldiğinde bu zulüm ancak son bulacaktır.
Hz. Zehra’nın Feryadı
O gün Hz. Fatime (sa) kapı ile duvar arasında ” Eyne ente yebney Mehdi”, ” neredesin oğlum Mehdi?” diye feryad etmişlerdi, babası Aliyyel Murteza (sa) boynuna ip geçirildiğinde, sürüklendiğinde ” Neredesin baban sana kurban olsun?” buyurmuştu.
Bu gün biz,elimizde bu hanedana duyduğumuz sevgiden başka hiç bir şey olmayarak,hiç bir şey yapmamanın vermiş olduğu iztirap ve acı ile başlarımızı öne eğmişiz ve diyoruz ” Allahumme eccil li veliyyik-el ferec”Hz. Zehra (sa) ya yapılan bu zulümler elbetteki Allah indinde büyüktür ve Onun gazabından başka hiç Bir şey yapanlara kazandırmamaktadır ama, bana göre bir başka zulüm vardır ki oda Allah’a,Resulüne ve onun Ehl-i Beytine (sa) belkide bunlar kadarı ağır ve acı gelmektedir.
Bugünün Sakifiyye Ehli Kimdir?
O da, Onu haykırmak ve dilden düşürmemek ama Ondan fersah fersah uzak olmaktır. Onun fazilet ve üstünlüklerini söylemek, ama onları kendimizde cari etmeye çalışmamaktır. Ben Sıddıkat-ul Kübranın kapsına ateş dökenler ile susup onu seyredenlerin nasıl bir farklılıkları olduğunu bilmiyorum.Hz. Fatime (sa) nın faziletini yok etmeye çalışanlar ile, onları evine, ailesine, çevresine, işine, ibadetine, mucadelesine, samimyyet ve sadakatına yansıtmayan, önemsemeyen, gereğini yapmayan insanları birbirinden ayıran şey nedir? Ya Ali (as) diyeceğiz ama O, bizim sözümüzde, işimizde,ailemizde ve çevremizde söz sahibi olmayacak,Ya Fatime (sa) diyeceğiz ama Zehra bizi yönlendirmeyecek.
Ailelerimiz, akrabamız ve çevremiz Zehrayı (sa) tanımayacak, lutf etsek sadece adını bilecekler.O gün, Hz. Fatime (sa)nın mukaddes vucuduna o zulmü yapanlarınbir tek gayesi vardı. O’da Zehrayı zihinlerden silmekti. işlerden çıkarmaktı. ibadetlerden almaktı. mucadeleye yön vermesine engel olmaktı. Bu gün Ona karşı içinde olduğumuz vurdumduymazlık, samimiyetsizlik de netice itibarı ile aynı gayeye hizmet etmektedir.
Hz. Zehra’nın Makamı
Hz.Zehra (s.a)nın Bu musibetin yegane nedeni. O mukaddes vucutların, Ehl-i Beyt(as)ın yeterince bilinmemesi ve bu faziletlere de düşünülüp gereğinin yapılmamasıdır. Biz bu gece, Allah’ın lutfu ile bu faziletlerden bazılarına işaret edeceğiz. Ve bunlardan çıkarmamız gerekenleri öteki toplantılarımıza bırakacağız. Hz. Fatime (sa) soy ve meseb bakımından sahip olduğu fazilet, hiçkimsenin sahip olmadığı bir fazilettir. Öyleki, hatta kainatın serveri ve varlık aleminin sırrı Hz. Resulullah (saa) dahi böyle bir mesebe sahip değillerdi. Emir-el Müminin (as) dahi böyle bir mesebe sahip değillerdi. Bu fazilet O hazretin şahsına münhasır bir fazilettir.
1- Babası, kainatın serveri ve varlığın sebebi Hz. Resul-i Ekrem (saa) dir.
2- Hz. Fatımanın (sa), Hz. Hatice gibi bir annesi vardı.
3- Onun, Müminlerin Emiri Hz. Ali (as) gibi bir kocası vardır.
4-İmam Hasan, İmam Huseyin,Zeyneb ve Ummu Kulsum (sa) gibi evlatları vardır.
Hz. Zehra (sa)nın faziletleri kendine munhasır faziletlerdir. o faziletlere kimse ortak değildir. Ve bunlar O mukaddes vucudun Allah’u Teala nezdindeki makamının azametini beyan etmektedir. Hz. Zehra (sa) Allah katında öylesine azamet sahibidir ki, babasının irtihalinden sonra Allah kendisini yanlız bırakmıyor. Ve Cebrail (as) vasıtası ile kendisine göndereceklerini nazil buyurmuşlardır.
Sahifeyi Fatimiyye
Hz. Fatıma(sa) dünyadan ayrıldığı güne kadar her gün Cebrail kendisine nazil olup emir olunanları iblağ ediyordu. Ve Allah’u Teala’nın bu indirdiklerini o Hazret, Hz. Emir (as)a söylüyordu ve O dabunları kaleme alıp yazıyorlardı.
Bunların tamamı, ” Fatıma Sahifesi” olarak İmam Ali (as) tarafından yazılmıştır. Bu sahifenin içinde ne olduğu hakkında Ehl-i Beyt (as) dışında kimse Bir şey bilmemektedir. Miras olarak bir imamdan öteki imama (as) geçiyordu ve şimdi de Hz. Mehdi (af) nin yanındadır.( Besair-ud Derecat s.176 ve Usul-u Kafi c.1 s.458)
Ama bu Sahife hakkında bizim elimizde olan ve rivayetlerden anladığımız tek bilgi şudur ki:. Zamanın sahibi (af) zuhur edip ilahi hükümeti kurdukları zaman bunu anayasa yapacağıdır.
İmam Mehdi(as) zuhur edip hükümetini kurduğu zaman Hz. Fatıma (sa) Sahifesini anayasa yapacaklardır. Bu konu ile ilgili elimizde bir çok rivayet vardır ve Hz. Sahib-ez Zaman (af) şöyle buyurmuşlardır:” Fi ibnetı Resulullah (saa) li usvetun hesenetun”. Benim için Resulullah (saa) kızı çok güzel bir örnektir.
Hz. İmam (as)’ın kendisine ödev saymış olduğu şey?
Hz.Zehra (sa) nın fazilet ve erdemleridir. Ki Allah’u Teala kulları onları hayata geçirerek. İstenmiş olunan kemal derecelerine ulaşsınlar diye Zehra (sa)ı katından nasut alemine göndermişlerdir. Ve uygulanacağı yerde İlahi hükümettir ve o hükümette Hz. İmam (as) ın mubarek eli ile tesis olunacağı için imam tarafından o hükümette uygulanacaktır.
Ehl-i Beyt (as) Kur’an’ı Kerim ile ayrılmaz bir ikilidir. Resulullah (saa) buyuruyorlar: ” Len yefteriqa” bu ikisi birbirinden ayrılmazlar. İkisi birlikte ilahi düzene hakim olması gereken değerler yığınıdır. Yani Allah, Kur’an ve 14 mukaddes vucudun birlikte ayrılmadan topluma hakim olması gerektiğini irade etmiştir.
Allah’ın razı olduğu toplum ve inanç, Kur’an ve İtretin birlikte hakim olduğu toplum ve inançtır.
Peygamberin Hz. Zehra’ya Hürmeti
Hz.Zehra (sa) öylesine azamet sahibi idi ki Hz. Peygamber (saa)’in huzuruna geldikleri zaman, kainatın serveri yerinden kalkıyorlardı. Bağrına basıyorlardı. Mübarek elini, yüzünü ve alnını öpüyor. Ve kendi yerinde oturtup söylediklerine değer vererek dinliyorlardı.
Hz. Peygamber (saa), Sıddıkat-ul Kübraya göstermiş olduğu bu ihtiramı başka hiç bir kimseye göstermiş değillerdi. Bu Fatımanın şahsında,taşımakta olduğu değerlerden dolayı sadece Ona Hz. Peygamber (saa) in göstermiş olduğu özel ve has bir saygı idi.
Bu Hürmet Ne Anlama Geliyor
Hz. Peygamber’in vermiş olduğu bu değer, baba-evlat ilişkisinin bir neticesi değildi. gösteriş değildi. İlahi iradenin karşısında Hz. Peygamber(saa)in teslimiyetinin tezahur hali idi.
Allah’ın, Fatime(sa)’da karar kıldığı değer ve faziletlere herkesten önce Allah Resulu saygı gösterip değer veriyordu. Ve bunun aynısınıda bir ilahi emir olarak insanlardan istiyordu.
Çüknü Onda olan sırrı biliyordu, gizlenmiş olan sırrı biliyordu,ne olduğunu biliyordu. Müşrikler ve nifak ehli Peygamberin dinini yok edeceklerine inanmışlardı. Hem dini yok edeceklerdi ve hemde Onun mukaddes adını sileceklerdi.
Buna o kadar emindiler ki Peygamberin oğlunun irtihalinden sonra bunu açıkca dillendiriyor. Yüksek sesle söylüyor. Ve o günün gelmesini bekliyorlardı. Peygamberin soyu yoktu oğluda ölmüştü.
Hz.Zehra Ve Kevser Suresini
Ama Allah’u Teala Peygamberine buyurdular: Ey Resulüm! Sen üzülme, kederlenme Ben, sana mutlak hayır olanı verdim. Benim indimde ne kadar hayır vardıysa topladım bir araya ve sana verdim”. İnna E’teynak-el Kevser” Ben sanana indimdeki hayırın tamamını topladığım vucudu mukaddesi verdim, Fatımayı verdim.
Fatıma’da irademin tamamının tahakkuk edeceği sırrı koydum. Senin Dinine Ben razı oldum ve razı olduğum dinide koruyacağım nasıl koruyacağımın sırrıda, yoluda Fatımadadır (sa) .
Ayetullah Mezahiri, Hz. İmam Humeyni (ra) aleyhin Kevser suresini tefsir ederlerken şöyle buyurduğunu söylüyorlardı. Allah’u Teala ezelde, bütün isim ve sıfatları ile iki defa decelli ettiler.
İlk tecelli ettiklerinde Kur’an’ı Mecid var oldu ve ikinci tecelli edişinde ise Ondört vucud-u mukaddes,Hz. Peygamber (saa) ve Ehl-i Beyti (as).
HZ.ZEHRA VE PEYGAMBER
Allah’u Subhan (haşa) boş işle iştiğal etmiyor ki, tecelllisinden birisi Hz. Zehra (sa) dır. Ve indindeki bütün hayırı lutfu,inayeti Zehradır. Ve O vucudu mukaddesi bize nazil buyurmuştur. Bize lider tayin etmiştir,Ona benzememizi istemiştir.
Hz. Fatime (sa) nın Hz. Peygambere (saa) verilmesi, mutlak inayetin Peygambere verilmesidir,ilahi hazinenin Allah kullarına nazıl olunmasıdır.
Hz. Fatıma, babası, kocası ve evlatları (sa) Allah’ın mahlukatına verdiği en kamil nimetidir. Kur’an ‘da Onların Allah’a olan sadaktiyle şekil bulmuştur.
Eğer Hz. Emir, Ali b. Ebu Talib (sa) buyuruyorsa ” Enel Kur’an’ul natık” yani bu.
Yani Resulullah’ın özü konuşan Kur’an’dır,
Ben konuşan Kur’an’ım,
Fatıma konuşan Kur’andır,
Eimme-i Ethar konuşan Kur’andır (sa),
bunlar Allah’ın birbirinde şekil bulan iki tecllisidir.
Biz birlikte kavs-i Suud da idik. Allah size lutfetti ve nazıl buyurdu. Cami-u Kebirde şöyle buyruluyor: ”Allah, Sizleri nur olarak yarattı. Ve arşına koydu ve sonra lutf edip ihsanda bulundu. Ve Sizleri Kavs-i Suud dan nazil buyurdu.”
Hz.Zehra (sa), Allah’ın tecellisidir. Allah’ın Arşında idi. Kavs-i Suudda idi. Ve Allah’ın mutlak hayır ve ihsanı olarak nazil olduktan sonra. 18yıl mukaddes vucutları ile mutlak hayrın ve bereketidiler. Ve oğlunun zuhurundan sonrada Eimme-i Ethar (as)’a anayasadır.