İçindekiler
Hz Ümmü Ferve (s.a), Kasım b. Muhammed b. Ebubekir Teymi’nin kızıdır. İmam Zeynelabidin (a.s) Mektebinin talebelerinden olan babasının vasıtası ile Hz. Muhammed (s.a.a)’in, Ehlibeyt’ini tanıdı. Hz Ümmü Ferve (s.a), İmam Muhammed Bakır (a.s)’a eş olma şerefine ulaştı ve bu evlilikten Büyük Cafer-i Mektebi’nin kurucusu İmam Caferi Sadık (a.s) dünyaya geldi.
Adı, Künyesi Ve Soyu
Tarihçiler, İmam Caferi Sadık (a.s)’ın annesinin adının Karibe ve Fatime olduğunu yazmışlardır. Bazı görüşlere göre ise asıl adı Karibe idi. Daha sonraları Fatime adı ile meşhur oldu(1). Ama Tarihte onun Ferve adında bir kızı olduğu yazılı değildir. Bu künyenin Arap gelenekleri doğrultusunda çocuk yaşta kendisine verilmiş olması muhtemeldir.
Ehlisünnete göre Kasım b. Muhammed b. Ebubekir, Medine’nin 7 fakihinden birisi ve(2) Caferîler tarafından da büyük ve güvenilir bir şahsiyet idi.
Usul-u Kâfi de İmam Caferi Sadık (a.s)’tan şöyle nakledilmiştir:
“Said b. Musayib, Kasım b. Muhammed b. Ebubekir ve Ebu Halit Kabuli, İmam Hüseyin (a.s)’ın oğlu İmam Zeynelabidin (a.s)’ın güvendiği kişiler idi.”(3)
Kasım, İmam Zeynelabidin (a.s) ile teyze çocuğu idi. Çünkü Yezdgird’in iki kızı esir alındıktan sonra Hz Şehribanu (s.a) İmam Hüseyin (a.s) ile Şah Zenan ise Muhammed b. Ebubekir ile evlenmişti. Hz Şehribanu (s.a)’den İmam Zeynelabidin (a.s), Şah Zenandan ise Kasım dünyaya gelmişti.(4)
Hz Ümmü Ferve (s.a) in Bereket Dolu Evliliği
İmam Zeynelabidin (a.s)’dan sonraki İmamlar’ın annelerinin hayatları kapsamlı bir şekilde yazılmamıştır. Bu nedenden dolayı İmam Muhammed Bakır (a.s) ve Hz Ümmü Ferve (s.a)’in evlilik tarihleri bilinmemektedir.
İmam Muhammed Bakır (a.s)’ın Ümmü Ferve ve Ümmü Hâkime adında iki daimi eşi vardı. İmam Zeynelabidin (a.s) Kasım’ın kızı ile İmam Muhammed Bakır (a.s)’ı evlendirmek istediler. Seyyid-us Sacidin-İmam Zeynelabidin (a.s), Kasım b. Muhammed’ten kızını istediği zaman Kasım şöyle dedi:
“Yebne Resulallah! Sizin benim kızımı kendinizden istemeniz gerekirdi çünkü sizin yüce varlığınız, benim canımda, malımda ve ailemde benden daha çok söz sahibidir.”
Böylece Kasım’ın kızı İmam Muhammed Bakır (a.s)’ın eşi olma şerefine ve iftiharına ulaşmıştı.(5)
İmam Cafer-i Sadık (a.s)’ın Doğumu
Muhammed Bakır (a.s) ve Ümmü Ferve’nin müşterek hayatlarının meyvesi iki çocuk oldu: İmam Caferi Sadık (a.s) ve Abdullah. İmam Caferi Sadık (a.s)’ın Hicretin 80.(6) veya 82.(7) yılında Hz. Muhammed (s.a.a)’in de doğum günü olan Rebiü’l-Evvel ayının 17’sinde dünyaya geldi.
O gün kutsal İmamet evi Son Pegamber’in doğumunu kutlamaya hazırlanıyorlardı. Peygamberimizin 6. hak vasisi olan evladı İmam Caferi Sadık (a.s)’ın doğumu ile bu nur evi daha da nurlandırmış oldu.İmam Caferi Sadık (a.s) annesinden doğduğu zaman, Kabilesinden Ümmü Ferve’nin yanına gelmiş olan kadın onun zayıf ve küçük bir çocuk olduğunu görünce yaşayamayabileceğini düşündüyse de yine de müjde vermeyi ihmal etmedi. Çocuğu annesinin yanına koyarak müjdesini almak için babasını yanına gitti. Fakat evin tamamını aramasına rağmen çocuğun babasını bulamamıştı. Çünkü Hz Ümmü Ferve (s.a)’in hamilelik döneminde İmam Muhammed Bakır (a.s) evde değillerdi.
Ona, çocuğun dedesi İmam Zeynelabidin (a.s)’ın evde olduğunu söylediler. O da İmam Zeynelabidin (a.s)’ın yanına gidip şöyle dedi:
“Allah, size bir erkek torun verdi.”
İmam Zeynelabidin (a.s) şöyle dedi:
“İnşaallah gelişi mübarektir. Babasına müjde verdin mi?”
Kadın dedi:
“Babası evde yoktur.”
İmam Zeynelabidin (a.s) torunumu görmek istiyorum dedi ve kadına 5 dinar müjde verdi.(8)
Hz Ümmü Ferve (s.a) in Hicreti
Hicret’in 90. yılında Medine’de tehlikeli bir salgın hastalık olan TİFO hastalığı başlamıştı. Birçok çocuk bu hastalığa yakalanmıştı. İmam Caferi Sadık (a.s) o zamanlar 10 yaşında veya 7 yaşında idiler. Hz Ümmü Ferve (s.a)’de çocuklarının bu hastalığa yakalanmaması için onları da alıp Tifnis’e gitti. Hz Ümmü Ferve (s.a) Tinfis’e yerleştikten sonra artık çocuklarının bu hastalığa yakalanmıyacağını düşünüyordu. Ama kendisinin yakalanığından haberi yoktu. Hz Ümmü Ferve (s.a) bu hastalığa yakalandığı zaman, diğer hastalığa yakalananlar gibi bu tehlikeli hastalığa habersiz olarak kendisini düşünmeden çocuklarını düşündü. Ve hemen onları Tinfis’ten çıkarmalarını istedi.
Medine’de İmam Muhammed Bakır (a.s)’a eşinin hastalandığı haberini verdiler. Ve İmam Muhammed Bakır (a.s) Tinfis’e gitmek için derslerine ara vermek zorunda kaldı. Hareket etmeden önce ders vermekte olduğu mescitte bulunan Peygamber (s.a.a)’in kabrini ziyaret edip Peygamber (s.a.a)’in ruhundan, hanımına şifa vermesini diledi ve Tinfis’e eşinin yanına gitti.
Hz. Ümmü Ferve (s.a) de eşini gördüğü zaman şöyle dedi:
“Neden buraya geldiniz? Size, benim Tifo’ya yakalanığımı söylemediler mi? Tifo’ya yakalnmış olanın yanına gidilmez, ziyaretçi de hastalığa yakalanabilir.”
İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle dedi:
“Ben, Peygamber’in (s.a.a)’in ruhundan sana şifa vermesini istedim, sana şifa verecektir ve ben de hastalığa yakalanmıyacağım.”
Hz Ümmü Ferve (s.a)’de tedavi ediltikten sonra Medine’ye geri döndü ama Medine’deki salgın daha son bulmadığı için çocuklarını Medine’ye getirmedi.(9)
Evladın’ın Ağzından Hz Ümmü Ferve (s.a)
İmam Caferi Sadık (a.s), annesi hakkında şöyle dedi:
“Benim annem, İman edenlerden, takva ehl-i ve güzel amel ehl-i idi. Allah, güzel amel sahiplerini sever(10).”
Bu hadiste o Hanımefendini sahip olduğu 3 özellik buyurulmuştur:
1-Allah’a inanmak: Yıkılmaz ve sapasağlam bir kaledir ve insanın bu kalenin içine girdiği zaman şeytanlardan ve alçaklıklardan korunmuş olur.
2-Takva: Takva insanın sürçmelerine ve yoldan çıkmalarına engel olan bir korumadır, yanlış ve günah yolları takva ile insana kapanır ve hakkın doğru yolu onunla açılır.
3-İyi iş yapmak: İyi iş yapanlar için Allahu Tebareke ve Teala’nın şu buyruğu yeterlidir:
“Ben, iyi iş yapanları severim.”(11)
Nurun Aktarıcısı
Ümmü Ferve (s.a) 3 Masum İmamı, İmam Zeynelabidin (a.s) (eşinin babası), İmam Muhammed Bakır (a.s) (eşi), ve İmam Caferi Sadık (a.s)’ı (oğlunu) görmüştür ve kendisi hadis ravilerindendir.
İmam Caferi Sadık (a.s) şöyle dedi:
“Annem bana dedi ki: “Baban bana şöyle dedi:
“Ümmü Ferve! Ben hergün günahkâr taraftarlarımız için 1000 defa dua ediyorum çünkü bizler sabredenlere verilecek olan mükâfatın ne olduğunu bilerek sabrediyoruz ama onlar, sabrın mükâfatının ne olduğunu bilmeden sabrediyorlar.”(12)
Mamakani “Tankıhu’l-Makal” kitabında bu hadisi nakletikten sonra şöyle demiştir:
“Bu hadis, Ümmü Ferve’nin takva sahibi ve iyi işleri yapan biri olarak onun güvenilirliğine delildir ve bizler de onu güvenilir biliyoruz.”(13)
Ehl-i Beyt’in Fıkhını Savunmak
Abdul Â’la şöyle demiştir:
“Ümmü Ferve’yi bir kimsenin kendisini tanımayacak bir şekilde örtünmüş olarak Kâbe’yi tavaf ederken gördüm. Sol elini Hacerü’l-Esved’e sürdü. Tavaf yapmakta olan bir adam bu durumu görünce şöyle dedi:”
“Ey Allah’ın kulu! Yanlış yaptın. Hacerü’l-Esved’e sol elini sürdün.”
Şöyle dedi:
“Bizlerin, senin ilmine ihtiyacı yoktur.”(14)
Şeyh Abbas Kumî şöyle diyor: “O şahsın sünni fakihlerden biri olduğu anlaşılmaktadır. Kocası, öncekilerin ve sonrakilerin ilmi sahip olan bir kadının, halkın fıkhına ne ihtiyacı olabilir. Ümmü Ferve’nin kayınbabası İmam Zeynelabidin (a.s) idi. Kocası ise ilmi, hikmeti ve yakini ortaya koyan İmam Muhammed Bakır (a.s) idi. Bu hanımın oğlu ise İmam Caferi Sadık (a.s) idi.
Ümmü Ferve’nin babası Kâsım ise İmam Zeynelabidin (a.s)’ın güvendiği kişilerden ve Medine’nin 7 fakihinden birisi idi. İlmin ocağında eğitim almış ve fıkh ilminin evinde yükselmişti. O hanımefendi öylesine Kerâmet sahibi idi ki İmam Caferi Sadık (a.s)’a bazen “Mükerremenin oğlu” diye hitap ediyorlardı.(15)
Oğlunun Temsilcisi
Şiiler, yakalanma korkusundan dolayı Masum İmamlar ile görüşmeye cesaret edemiyorlardı. Bazı Şiiler ise uzakta olmalarından dolayı İmamlarının huzuruna varamıyorlardı. Bundan dolayı Şiilerin korunması ve Ehl-i Beyt’in emirlerinin onlara ulaştırılması vekâlet sistemi ile yapılıyordu. Vekiller, İmamları ile Şiileri arasındaki irtibat köprüsü görevini yapıyorlardı. Masum İmamların görevi, dini vücuhatı(16) halktan toplayıp ihtiyaç sahiplerinin arasında taksim ve insanlarını dinî ve siyasî sorularını cevaplandırmaktı.
İmamların vekilleri, İmamların dinî ve inanç bilgileri bakımından güvendikleri kişilerdi ve İmam Caferi Sadık (a.s)’ın annesi Hz Ümmü Ferve (s.a) ve eşi Hz Hamide (s.a) İmam Caferi Sadık (a.s)’ın vekilerinden idiler.
İmam Caferi Sadık (a.s), Medine halkının Maddî haklarını kendilerini vermek istedikleri zaman onları Annesi Hz Ümmü Ferve (s.a) ve eşi Hz Hamide (s.a)’ya teslim ediyorlardı.(17)
KAYNAKÇA
1- Ravzatu'l Vaizin s.181, Makatilu't Talibin s.159, A'yan-u'ş-Şia c.1 s.659 2-Et Tabakatu'l Kübra c.5 s.194 3-Usul-u Kâfi c.2 s.501 4-İ'lamu'l Vera s.256 5-Yedinci Masum s.86 6-Keşfu'l Ğumme s.2 s.155 7-İmamu's Sadık ve'l Mezahibü'l Arbaa c.1 s.35 8-Mağze Müteekkir-i Cihane Şia İmam Cafer-i Sadık s.19-21 9-Mağze Müteekkir-i Cihane Şia İmam Cafer-i Sadık s.19-21 10-Usul-u Kâfi c.2 s.501 11-Bakara Suresi 195. Ayet 12-Usul-u Kâfi c.2 s.501 13-Tankıhu'l Mekal c.3 s.73 14- A'yan-u'ş-Şia c.1 s.659, Biharu'l Envar c.46 s.376 15-Muntahal Amal c.2 s.235 16-Halktan toplanan humus, vergi, zekat gibi paralar. 17-Tankıhu'l Mekal c.3 s.73, İ'lamu'n-Nisau'l-Müminat s.311