İçindekiler
Hz Hamide (s.a), İmam Musa Kâzım (a.s)’ın annesi, asrının en faziletli ve şahsiyetli kadınlarından idi. Onun fazileti hakkında sadece şu konu yeterlidir:
“İmam Muhammed Bakır (a.s) onu ilk gördüğünde övmüş ve oğlu İmam Caferi Sadık (a.s) ile evlendirmişti. Fazilet ve üstünlüklere sahip biri idi. Tarihçiler ve Hadisçiler onun bilge ve hadis ravisi olduğunu söylemişlerdir.”(1) Hz Hamide (s.a), İmam Caferi Sadık (a.s) ile evlendikten sonra Masum eşinin verdiği eğitim ile kemalde yüksek noktalara ulaşmıştı öyle ki İmam Caferi Sadık (a.s), kadınlara dinî hükümleri ondan öğrenmelerini emreiyordu.(2)
Hz Hamide (s.a), hiçbir zaman şirke, günaha ve kirliliğe bulaşmamış pak ve tertemiz bir kadındır. Mutahhar rahimlerden olduğu için Allah’ın Velisinin ve İmamların anneleri zincirinden olabilme liyakatine ulaşmıştı.
Adı, Lakabı ve Soyu
Biyografi yazıları, İmam Musa Kâzım (a.s)’ın annesinin adı ve lakabı hakkında ihtilaf etmişlerdir. Meşhur hadis uyarınca o Hazret’in annesinin adı Hamide ya da Humeyde’dir.(3) Kamrai, Allame Meclisi’den şöyle nakletmiştir:
“Humeyde, Hamide’nin küçük haline denir.”(4)
Akratımlarda not tutanların raporlarında İmam Musa Kâzım (a.s)’ın annesinin iki lakabı olduğu söylenmiştir.
1-Musaffa: “Temiz, pâk, halis anlamlarında olan bu iftihar dolu lakabı Hamide (s.a), Kocası İmam Caferi Sadık (a.s)’dan almıştır.
“Hamide, her türlü kirlilikten tertemizdir.”(5)
2-Lu’lu: “İbn-i Şehrâşub, Lu’lu Hamide’nin künyesidir, demiştir.(6) Bu yanlış bir görüştür çünkü künyeler “Üm” kelimesi ile başlar.”
Babasını adı Sa’ed Berberî’dir.(7)
Hz Hamide (s.a)’in Musa, İshak, Muhammed ve Fatime-i Kübra adlarında 4 çocuğu vardı. (8)
Tarihçilerin ve rivayetçilerin, Hz Hamide (s.a)’in doğum yeri ve kabilesi hakkında görüşleri farklıdır.
1- İmam Musa Kâzım (a.s)’ın annesinin adı Hamide Berberiyye ya da Hamide Endülüsiye’dir. Berberiyye en doğru olanıdır.(9)
2-İmam Musa Kâzım (a.s)’ın annesi cariye idi. Adı Hamide Berberiyye ya da Hamide Endülüsiye idi.(10)
3-İmam Musa Kâzım (a.s)’ın annesi Sa’ed Berberî’nin kızı Hamide’dir, endülüslü olduğu söylenmiştir.(11)
4-Ali b. Meysem şöyle diyor: “İmam Musa Kâzım (a.s)’ın annesi Hamide, Acem eşrafından idi.(12) Buna göre Hamide (s.a)’in arap olmadığı hususunda bütün yazarlar görüş birliği içindedirler.
Hz Hamide (s.a) in İmam Bakır (a.s)’ın Evine Girmesi
İbn-i Akkaşe şöyle diyor:
“İmam Muhammed Bakır (a.s)’ın huzuruna vardım; İmam Caferi Sadık (a.s), karşısında ayakta durmuştu. Emam Muhammed Bakır (a.s) bana ikram da bulundu ve biraz üzüm getirdiler. İmam Muhammed Bakır (a.s)’a şöyle dedim: “Eba Abdullah’ı (İmam Caferi Sadık (a.s)) neden evlendirmiyorsun, evlenme yaşına gelmiştir?”
İmam Muhammed Bakır (a.s), ağzı mühürlenmiş bir kese parayı bana göstererek şöyle dedi:
“Çok yakında Berber’li köle satan gelecektir. Darmimun’da yaşıyor ve bu kesedeki para ile ona bir köle satın alacağım.”
Birkaç gün sonra tekrar İmam Muhammed Bakır (a.s)’ın yanına gitmiştim, şöyle dedi:
“O köle satıcısı gelmiştir, Siz bu kesedeki para ile gidin ve bir köle satın alın.”
Köle satıcısının yanına gittim, şöyle dedi:
“Bütün köleleri sattım biri birinden iyi iki hasta köle kaldı.”
Onları getir göreyim dedi, getirdi. Onlara baktıktan sonra dedim ki:
“Bu daha iyidir, bunu kaça satıyorsun?”
Dedi ki:
“70 Eşrefî.”
Biraz indirmesini istedim ama 70 Eşrefîden az paraya satmam dedi.
Şöyle dedim:
“Onu bu kesede olan paraya alıyorum, ne kadar çıkarsa.”
Ak saçlı birisi, köle satıcısına dedi ki:
“Aç say, ne kadar varmış kesede?”
Köle satıcısı:
“Açmayın, onu 70 Eşrefî’den bir kuruş azına satmam. dedi.
Yaşlı adam bizi yanına çağırdı, gittik ve kesenin ağzındaki mührü açtık, tamı tamına 70 eşrefî idi. Köleyi aldım ve İmam Muhammed Bakır (a.s)’ın huzuruna getirdim. İmam Caferi Sadık (a.s) da yanında idi. Ben daha bir şey söylemeden İmam Muhammed Bakır (a.s), benim ile köle satıcısının arasında olanları haber verdi ve sonra Allah’a hamd-u senalar etti.”(13)
İmam Bakır (a.s)’ın, Hz Hamide (s.a)’ya Sorusu
İbn-i Akkaşe şöyle diyor:
“Hamide’yi İmam Muhammed Bakır (a.s)’ın huzuruna getirdim.”
İmam ona şöyle sordu:
“Adın nedir?”
Hamide şöyle dedi:
“Dünyada övülmüş ve ahirette sevilmiş.”
İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle dedi:
“Bakire misin yoksa değilmisin?”
O da dedi ki:
“Bakireyim.”
Şöyle dedi:
“Nasıl oldu? Oysa köle satıcıları ellerine geçen kölelerin bekâretlerini bozuyorlar?”
Şöyle dedi:
“Ey Peygamber’in Evladı! Sahibim benimle yakınlaşmak istediği zaman Allah beyaz saçlı birini gönderiyordu ve onu bu fikrinden vazgeçinceye kadar tokatlıyordu. Bu durum bir kaç defa tekrar etti.”(14)
Hz Hamide (s.a)’in Evliliği
Muasır bilginlerden Bakır Şerif Karaşi, İmamlardan bazılarının köleler ile evlenmesi hususunda şöyle demiştir:
“Bizim Masum İmamlarımız bir köle ile evlenmek isteikleri zaman önce onu Allah yolunda azad ediyorlardı. İslam akaidini ona öğrettikten sonra onun isteği ile onunla evleniyorlardı. İmam Muhammed Bakır (a.s), Hz. Hamide’yi (s.a) satın aldıktan sonra önce onu azad etti daha sonra onu İmam Caferi Sadık (a.s)’a nikahladı.”(15)
İmam Caferi Sadık (a.s) ile Hz Hamide (s.a)’nın evlilik tarihi belli değildir. Cabir şöyle diyor: “İmam Muhammed Bakır (a.s) Hamide’yi satın aldıktan sonra onu oğlu İmam Caferi Sadık (a.s) ile evlendirmek evlendirmeye karar verdi ve oğluna şöyle dedi:
“Ya Eba Abdullah! Hamide, kölelerin efendisidir ve altın gibi, lekelerden temizdir. Sana ulaşıncaya kadar melekler onu korudular ve Allah’ın bir lütfudur.(16)
İmam Musa-i Kâzım (a.s)’ın Doğumu
Hz Hamide (s.a)’in en üstün fazileti İmam Musa Kâzım (a.s)’ın onun tertemiz karnından varlık âlemine gelmesidir. İmam Caferi Sadık (a.s), Hicret’in 128. yılında hamile eşi ve bir grup ashabı ile birlikte Hacca gittiler. Hac İbadetini tamamladıktan sonra “Ebvaa” bölgesine geldikleri zaman Hamide (s.a) İmam Musa Kâzım (a.s)’yı dünyaya getirdiler.(17)
Ebu Basir şöyle diyor: İmam Musa Kâzım (a.s)’ın dünyaya geldiği yıl, ben ve bir grup arkadaşım İmam Caferi Sadık (a.s) ile birlikte hacca gitmiştik. Ebvaa durağında İmam Caferi Sadık (a.s) bizim için yemek istedi ve İmam’ın hizmetçileri çok güzel bir yemek getirdiler. Yemeklerimizi yediğimiz bir sırada Hamide’nin (s.a) göndermiş olduğu kişi geldi, dedi ki: “Hamide, bende doğum işaretleri başladı diyor.”
Çünkü İmam Caferi Sadık (a.s) doğum belirtilerinin başladığı zaman kendisine haber vermesini istemişti.
İmam Caferi Sadık (a.s) sevinerek Hamide’nin çadırına doğru gitti ve kısa bir müddet sonra sevinçli ve dudaklarında tebessüm olduğu bir halde geri döndü.
Şöyle dedik: “Allah sizi her zaman güldürsün ve kalbinizi mutlu etsin. Hamide’nin durumu nasıldır?”
Şöyle buyurdu:
“Allah Hamide’ye sağlık ve bana da bir erkek evlat verdi ki Allah’ın en üstün kuludur. Hamide bana bir haber verdi ama ben ondan daha iyi biliyordum.”
Şöyle dedim:
“Canım size feda olsun, Hamide size ne haber verdi?”
Şöyle buyurdu:
Hamide bana şöyle dedi: “Oğlum dünyaya geldiği zaman ellerini yere koydu ve kafasını gökyüzüne doğru kaldırdı. Hamide’ye şöyle dedim: “Bu, Peygamberlerin ve Vasilerin doğumunun alametidir.”(18)
Minhal Kassab şöyle demiştir: “Mekke’ye müşerref olmak için Medine’den çıkmıştım, Ebvaa’ya geldiğim zaman Allahu Tebareke ve Teala’nın, İmam Caferi Sadık (a.s)’a bir erkek çocuk verdiğini gördüm. O Hazret’ten önce Medine’ye vardım ve İmam Medine’ye döndükten sonra çocuğun doğumu için 3 gün İnsanlara yemek verdiler ve o yemeğe katılanlardan birisi de ben idim.”(19)
Ehl-i Beyt’in Fıkhını Yayması
İmam Caferi Sadık (a.s) eşini eğitip yetiştimeye başladı. Hz Hamide (s.a) de kendisini tekziye etmede (yetiştirmede), İlahî ahlak ile ahlaklanıp Allah’a kulluk makamına ulaşmada kocasını lütfundan en iyi şekilde yararlanarak kullukta yüksek makama ulaştı.
Gün geçtikçe Hz Hamide (s.a)’in bilgisi artıyordu. İlim öğrenmek için o kadar ciddiydi ki Ehlibeyt’in ilmini yayma makamına ulaşmışdı. İmam Caferi Sadık (a.s) defalarca, Müslüman kadınları eğitip aydınlatmasını kendisine tavsiye etmişlerdi. İmam Caferi Sadık (a.s) aynı zamanda kadınlara dinî konuları Hamide’den öğrenmelerini öğütlüyordu.(20)
Büyük Hadisçi Şeyh Abbas Kummi bu hususta şöyle diyor: “Bazı hadislerden anladığım şudur: O hanımefendi konu ve hükümlerde öylesine alim ve fakihti ki İmam Caferi Sadık (a.s) kadınlara, dini konu ve emirleri öğrenmek için ona başvurmalarını emrediyordu.”(21)
Muasır biyografi yazarları Hz Hamide (s.a)’yı, Ehlibeyt’in bilge kadını ve hadis rivayetçisi olarak görmüşlerdir. İmam Caferi Sadık (a.s)’ın öğrencilerinden Abdurrahman b. Haccac şöyle diyor: “İmam Caferi Sadık (a.s)’a şöyle sordum: “Hac’da yanımızda bir çocuk vardır, onun haccını nasıl yapmamız gerekir?”
Şöyle buyurdu:
“Çocuğun annesine söyleyin, Hamide’ye gidip çocuk için yapması gerekenleri ondan öğrensin.”
Çocuğun annesi Hamide’nin yanına gidip sorusunu sordu.
Hz Hamide (s.a) şöyle dedi:
“Terviye günü üzerindeki dikili elbiseleri çıkarın ve gusül aldırın, ihram giyecek kişilerin elbiselerini çıkardığı gibi çıkarın. Sonra onun tarafından ihram bağlama niyeti edip mevkuf yerine götürün. Zilhicce ayının 10. günü geldiği zaman onun yerine şeytanı taşlayın, saçını tıraş edin be Beytullah’ı ziyaret ettirin. Daha sonra ise Hizmetçiye onu tavaf ettirmesini, Safa ve Merve arasında yürütmesini söyleyin.(22)
İmam Cafer-i Sadık (a.s)’ın Son Sözü
İmam Caferi Sadık (a.s)’ın en yakın ashabından olan, Ebu Basir adı ile meşhur olan Ebu Muhammed şöyle diyor: “İmam Caferi Sadık (a.s)’ın can yakan şehadetinden sonra Hamide Berberiyye Hanımefendiye başsağlığı vermek için huzuruna vardım. O hanımefendi ağladı, ben de ağladım, sonra şöyle dedi: “Eğer Eba Abdullah’ı şehid olduğu zaman da görmüş olsaydın şaşılacak şeylere şahit olurdun.
İmam Caferi Sadık (a.s) gözlerini açtı ve şöyle dedi:
“Benim ile akrabalık bağı olan bütün herkese gelmesi için haber verin.”
Bizler de haber verdik ve akrabalık bağı olan herkesi topladık.
İmam şöyle dedi:
“Namazı hafife alanlar biz Ehlibeyt’in şefaatine ulaşamıyacaktır.”(23)
Eşinin Vasisi
Ebu Eyyub Nahvi şöyle diyor: “Bir gece Ebu Cafer Abbasi Halifesi Mansur peşim sıra birisini gönderip beni çağırtmıştı. Gittiğim zaman oturmuştu ve elindeki mektubu okuyordu. Selam verdim, elindeki mektubu önüme attı ve ağlayarak dedi ki: “Bu Medine valisi Muhammed b. Suleyman’ın mektubudur. İmam Caferi Sadığ’ın vefat ettiğini yazmıştır. Sonra 3 defa “Allah’tan geldik ve O’na geri döneceğiz.” ayetini okudu ve şöyle dedi: “Artık Cafer gibi birisi olmayacaktır. Cafer gibi birini dünyaya getirecek anne ve baba nerededir?” dedi.
Daha sonra bana şöyle dedi: “Valiye, araştırıp Muhammed Bakır’ın oğlu Cafer-i Sadık’ın vasisini bulmasını ve hemen boynunu vurup başını Bağdat’a göndermesini yaz.
Halife’nin emri üzerine Medine valisine hemen bir mektup yazdım ve birkaç gün sonra mektubun cevabı geldi, şöyle yazıyordu: “Muhammed oğlu Cafer-i Sadık 5 kişiyi vasi olarak tayin etmiştir:
1- Halife'nin kendisini, 2-Medine Valisi'ni, 3-Oğlu Abdullah'ı 4-Oğlu Musa'yı (İmam Musa-i Kâzım (a.s)) 5-Eşi Hamide Berberiyye'yi.
Mektup Halife’ye verildiği zaman şöyle dedi: “Bu 5 kişiyi öldürmek mümkün değildir.”(24)
Allame Meclisî şöyle diyor: "İmam Caferi Sadık (a.s), vasilerini, Abbasi Halifesi Mansur'un öldüreceğini bildiği için İmam, Halife ve valiyi öylesine vasi tayin etmişti. Hz Hamide (s.a), yüce oğlu İmam Musa Kâzım (a.s)'ın korumak için kocası İmam Caferi Sadık (a.s)'ın İlahî ve Siyasî vasisi olmuştu."
KAYNAKÇA
1-Tanhıku'l-Mekal c.3 s.76 2-Hayat-ı İmam Musa b. Caferc.1 s.43 3-El-İrşad s.559, Ed-Durru'n-Nazım s.650, Makatilu'l-Talibin s.499 4-Usul-u Kâfi c.2 s.120 5-Usul-u Kâfi c.2 s.509 6-Menakıbu Â-li Ebi Talib c.4 s.349 7-Berber, Fas'ın batı dağlarında yaşayan birçok kabileye verilen addır. Mu'cemu'l-Buldan c.1 s.368 8-Menakıbu Â-li Ebi Talib c.4 s.349 9-Avalim c.21 s.17 10- Siretu Resulullah ve Ehli Beytihi c.2 s.327 11-Menakıbu Â-li Ebi Talib c.4 s.349 12-Uyun-u Ahbari'r Rıza s.84 13- El Harayic vel Cerayih s.224, Avalim c.21 s.12, Biharu'l Envar c.48 s.5 14-Ed-Durru'n-Nazım s.650, Es-Sakıbu Fi'l-Menakib s.379, Avalim c.21 s.13 15-Hayatu'l İslam Musa b. Cafer c.1 s.39-40 16-İsbatu'l Vasiyet s.356, 17-İhkaku'l Hak c.12 s.297 18-Delailu'l İmamet s.304, Uyunu'l Mucizat s.95, Biharu'l Envar c.12 s.3, Avalim c.21 s.20, Hidayetgarani Rah-i Nur s.369 19-Hidayetgarani Rah-i Nur s.369 20-Zenan-i Namdar c.1 s.80, Hayat-ı İmam Musa b. Cafer c.1 s.40 21-Muntaha'l Amal c.2 s.337 22-Vesail c.18 17.bâb 1.hadis 23-Yedinci Masum s.102, Reyaheyni'ş-Şeriat c.13 s.19, İ'lamu'n Nisau'l Müminat s.331 24- Usul'u-Kâfi c.2 s. 120, Kitabu'l Gaybet s.33